Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Mehmet Şenkaya

ADAM GİBİ ADAM YETİŞTİRMEK – Kocatepe Gazetesi

Mehmet Şenkaya 30 Aralık 2011 Cuma 02:00:00
  Gece Cumhuriyet Mahallesi’nde hasta ziyaretinde bulunduk. Apartman garajından minibüs çıkacak. Kaldırım kenarında caddenin iki yanına park etmiş arabalar işimizi zorlaştırıyor. Hava soğuk, canımız burnumuzda. Manevra alanı dar. Bekliyoruz vasıta bu teraneden kurtulup çıkacak, biz de binip gideceğiz. Tam bu sırada acı acı bir ambulans sesi kulaklarımızı tırmaladı. Arada sıkışıp kalmak zor. Yol kenarında bekleyen bizler. Hastaya kim bilir, kimin nesi acil şifa duamızı ederken. Ambulanstan çıkan “ Hadi len çabuk ol ! mahut sözü tuz biber oldu. Bunu hepimiz yadırgadık. Ama bu tür davranışları bazen, sineye çekmek lazım. “Aşk ağlatır, dert söyletir.” Ateş bacayı sardı mı, kimin ne edeceği belli olmaz. Bu durum herkesin başına gelebilir. Aklımızdan geçen, şimşek gibi çakan bu düşünceler ardından; arabamız yol verdi. Baktık ki arkada hasta var, ya da yok. Bilmiyoruz. Ama; o anda dikkatimizi çeken, ambulansın şoför mahallindekilerin önümüzden kahkaha atarak geçmesi oldu. Böyle ciddi bir sağlık olayında; hayır dualar eden bir topluluğa karşı bu davranış, yapılmamalıydı. Garip geldi. Bizi üzdü doğrusu.
5 Sene oldu Afyon Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Bölümünde bir operasyon geçirdim. Muayyene oldum. Cerrahi bir müdahale şart oldu. Allah razı olsun, Prf. Osman Nuri Dilek kulakları çınlasın kendisini ziyaretimde muayyene etti. “Hocam merak etme,- aşağıdan randevu al, bana bildir. Ameliyatına ben girerim.” dedi. Uzatmayalım. Belirtilen gün geldi. Ameliyat masasına yatırıldım. Lokal anestezi yapıldı. Müzik eşliğinde Hocanın maskeli asistanları işbaşında (içlerinden biri de benim öğrencim) “Hocam başlıyoruz.” dediler. Tamam.. başarılar… Canım, önce Allah’a sonra size emanet. Buyrun, kolay gelsin. Dedim. Test olur olmaz, hemen başladıklarını gördüm. İçimden Osman Hocam her halde gelemeyecek. Ya unuttu… ya da önemli bir işi var. Dedim. Kafamdaki bu düşünce bitmeden, Osman Hoca içeri girdi. Şimdi biraz daha rahattım. Müzik eşliğinde ameliyat 2 saate yakın sürdü. Ekip, kendi arasında Teknik terim ve kelimeler kullanılıyordu. Tek anladığım Osman Beyin başucuma gelip: “Hocam. Geçmiş olsun. 3 Ay kendine dikkat et.” Demesi oldu. Allah razı olsun. Hanımı aynı Fakültede Tıp Prf. kendinden öğrendim ki; Kızı: Ayşe Serra Dilek (Öğrencim) de Avusturya- Viyana’da Tıp eğitimi görüyormuş. Göğsüm kabardı.
3 Hafta önce oğlum; Afyon Devlet Hastanesi’nde bir operasyon geçirdi. Şunu açıkça söylemeli ve sevinerek kaydetmeliyim. Hakikaten yurdumuzda her alanda olduğu gibi tıp camiasında da değerli işinin ehli kişiler yetişmektedir. Bunlar her zaman taktire şayan onure edilmesi gereken kişiler. Özellikle: Genel Cerrahi uzmanı Doktor Sayın Serdar Boztekin ve ekibini kutlamak isterim. Ağırbaşlı, tevazu sahibi, işindeki performansı yüksek, çalışkan ve güzel insan Rabbim bunların sayısını artırsın.
2008 Yılında böbrekte taş kırma operasyonu geçirdim. Bir Özel hastanede daha özenli olacağını düşünerek müracaat ettim. Muhasebeye ekstradan 100 TL yatırmam istendi. Can aziz. Filimler, tahliller ve alışılanın dışında serumla ağrı kesiciler verilerek yapılan taş kırma operasyonu başladı, aralıklı 4 Seans sürdü, başarısız oldu. Sonunda denildi ki; “Sizin taşınız kırılmaz cinsten” Allah Allah nasıl olur kardeşim. Daha önce aynı cins taşı Ankara’da ve Afyon Tıp Fakültesi’nde kırdırdım. Böbreğin taş yapma önlemi için tahlil yaptırdım. Yoksa; taşın cinsi mi değişti? Cevap yok..
Oysa; Kocatepe Devlet Hastanesi üroloji bölümüne bağlı ünitede taş kırma işlemi gerçekleşti.. Taş parçalandı. 2 Operasyonda 9 Tane taş, şakır şakır düştü. Bu paragraf ikinci baskı. Sağlık sektöründe getirilen bunca yenilikler ve kolaylıklar bir yana; hassasiyet gösterip devletin bu kuruma ödediği parayı: operasyonun başarısız oluşu nedeniyle geri almasını beklerdim. Hiçbir ses çıkmadı.
Derdi olan derman bulmak için inandığı güvendiği yerlere başvuruyor. Ve bakıyor ki: “Güvendiği dağlara karlar yağmış.” Gerçek olduğuna inanmasak da hala bazı Özel Hastane doktorlarının: devletin, sigortalı için ödediği sağlık yardımı dışında ameliyat için, pazarlıkla “bıçak parası” ya da adı ne olursa olsun, vatandaştan ücret aldıklarını duyuyoruz. Bunun vebali büyüktür. İnsanımız bu gibi olumsuzluklara itibar edip alet olmamalı. “Alan memnun, veren memnun” değil. Parayı alan kadar veren de suçludur. Sağlığı veren Allah. Doktor vasıtadır.
Ne olur: İnsanları kötülüğe bulaştırmayalım. “Alışmış kudurmuştan beterdir.” İyi insanlara fırsat verelim. Güzel kişiler çoğalsın.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER