• Haberler
  • Gündem
  • Adaletle merhamet karıştırılmamalı! – Kocatepe Gazetesi

Adaletle merhamet karıştırılmamalı! – Kocatepe Gazetesi

5 Nisan Avukatlar Günü ve Avukatlık Haftası çerçevesinde Rıza Çerçel Kültür Merkezi’nde kokteyl verildi.İYİLİK DOĞRUTANIMLANMALIKokteylin açılış konuşmasını Afyonkarahisar Baro Başkanı Av. Turgay Şahin yaptı. Hukukun bir fonksiyonu da kötülükle mücadele etmek olduğunu belirten Şahin “Adalet dediğimiz şey kötülüğün ortadan kalkması veya hiç oluşmaması, adalet kurumu ise kötülüğün engellemesi için oluşturulan bir mekanizmanın adıdır. Kötülüğü iyiliğin [&hellip]

5 Nisan Avukatlar Günü ve Avukatlık Haftası çerçevesinde Rıza Çerçel Kültür Merkezi’nde kokteyl verildi.
İYİLİK DOĞRU
TANIMLANMALI
Kokteylin açılış konuşmasını Afyonkarahisar Baro Başkanı Av. Turgay Şahin yaptı. Hukukun bir fonksiyonu da kötülükle mücadele etmek olduğunu belirten Şahin; “Adalet dediğimiz şey kötülüğün ortadan kalkması veya hiç oluşmaması, adalet kurumu ise kötülüğün engellemesi için oluşturulan bir mekanizmanın adıdır. Kötülüğü iyiliğin tersi olarak tanımlayabiliriz. Çünkü iyilik somut ölçülebilir, bilinebilir birşeydir. iyiliği kaldırısanız dünyayı kendiliğinden kötülük kaplar. Ama kötülüğü böyle tanımlayamayız. İnsanlar asırlardır kötülüğü iyiliğin zıttı, tersi sanıyorlar. adaleti, iyiliği, zulmü bizimkiler ve ötekiler diye okumaya çalışıyorlar. İyiliği, iyilik sanılan değerleri doğru tanımlamazsak eğitimi doğru vermezsek, bunları bir yükümlülük gibi gören nesilleri çoğaltmazsak korkarım ki işe tersinden yaklaşarak yani kopuk eliyle kötülüğü ortadan kaldırarak çalışmamız imkânsızdır” dedi.
KAVRAMLAR TARTIŞILIR HALDE
İyilik ve kötülükle mücadele kavramlarını uzun süre gündemde kalacak olan FETÖ ve FETÖ ile mücadele kapsamında anlatmak istediğini belirten Şahin; “Bir başka perspektif geliştirmeye çalışacağım. 15 Temmuz’da dindar dediğimiz, hayat ve çalışma prensipleri eksenini din duygularının oluşturduğunu sandığımız bir örgütün darbe girişimi ile sarsıldık. Belli bir travmaya girdik. Hemen herşeyi sorgular olduk. Ne yazık ki legal görünümlü bu örgütün kullandığı tüm kavramlarda bu sorgulamadan nasibini aldılar. Hacı Bektaşi Veli’den öğrediğimiz himmet kavramı, Yunus Emre’den öğrendiğimiz hizmet kavramı, Sahabi’den öğrendiğimiz cemaat kavramı, hasılı iyilik adına ne kadar kavram varsa anlamlarını kaybederek tartışılır hale geldiler. Bu kavramların, eylemlerin hayatımızdan bir an için çıktığını düşünelim. Kötülük kendiliğinden dünyamıza egemen olmayacak mı? Darbeye teşebbüs eden insanları acımasızca bombalayan tank ve top atışı ile şehit eden, TBMM’yi hunharca tahrip eden bu örgüte karşı derin bir öfke ve hınç duygusu hepimizi sardı. O güne kadar hoca diye bilinen şahıs birden bire şeytani bir figüre dö-nüştü. Cemaat sandığımız yapı da aşağılık bir terör örgütüne” diye konuştu.
“NEREDE YANILIP AFALLADIK?”
FETÖ sürecinde tutuklamalar ve sorgulamalar başladığında öfke ve nefretin acıma duygusuna dönüşür gibi olduğunu kaydeden Şahin; “İçten içe bu kadar da ileri gidilir mi denilmeye başlandı. Zira aşağılık bu terör örgütünün emperyalimzmin bu yeni üyeleri hiçte diğer terör örgütü gibi durmuyorlardı. Çoğu iş, güç ve kariyer sahibi, aile yaşantıları düzgün son derece düzgün görünen insanlardı. Bu görüntü yönetimini de algı yönetimi kitabında FETÖ çok iyi kullanmaya başladı. Yeniden algı oyunları geliştirdi. Terörle mücadeleyi hukuk ve algı duygusundan en önemlisi merhametten yoksun bir intikam operasyonu gibi sunmaya başladı. Peki, nerede yanılıp afallamıştık? Bu afallamayı Nazi savaş suçlularının yargılanması sırasında mahkeme görevlileri, izleyiciler hatta savaş mağdurları da yaşamıştı. Yargılanan Nazi üyeleri hiçte bekledikleri gibi sivri dişli, uzun tırnaklı, canavar görünümlü kimseler değillerdi. Tam tersine işinde, gücünde son derece normal hatta sıradan görünümlü kimselerdi. 1906 doğumlu olan siyaset bilimci Haren, 1961 senesinde bir gazete adına mahkemeye izlemeye gönderilmiştir.  Yahudi soykırımında etkin rol almakla suçlanan bir Yarbayın yargılanması sözkonusuydu. Bu Nazi Subayı Yahudileri en kısa sürede gaz odalarına gönderen, mesleğini başarıyla icra eden bir subaydı. Mahkeme heyeti tüm çabasına rağmen onun şahsında insanlık dışı canavarı bulamadı” şeklinde konuştu.
FETÖCÜLER DE
ÜZÜLDÜKLERİNİ SÖYLÜYOR
Söz konusu Nazi Subayının sadece emirlere uyan bir devlet memuru olduğuna dikkat çeken Şahin şu ifadelere yer verdi: “Kurşuna dizilen ilk insanları gördüğünde dizlerinin titreyip oradan uzaklaştığını anlatıyordu. Fanatik, sapık, deli değildi. Akli dengesini muayene eden altı psikiyatriste aynı sonuçla karşılaştı. Hiçbir anormallik görmediler. Karşılarında fazlasıyla normal hatta vasat bir devlet memuru vardı. Şöyle diyordu, ‘Yahudilerin öldürülmeleriyle hiçbir ilgim yok. Hayatım boyunca hiç kimseyi öldürmedim’ 1 Haziran 1961 tarihinde gece yarısı ceza avlusunda Nazi Subayının cansız bedeni ipin ucunda salınırken, ayaklarında ki ekose terliklerine kadar vasat bir devlet memurunun hayatı son bulmuş oluyordu. Bu vasatlık Almanlara, Nazilere has değildi. En son FETÖ yargılamalarında bunu gözlemlemiyor muyuz? Hiçbir FETÖ mensubu darbeyi bilmiyor, atılan bombalardan dolayı sorumluluk kabul etmiyor, hatta ölen ve tahrip olan insanlar için üzüldüklerini söylüyorlar. FETÖ klasik terör örgütü gibi değil. Naziler kadar kalabalık, toplumun ve kurumların içinde sızmış. Hatta dönemin Almanyası gibi ülkemizde başımızı çevirdiğimiz her yerde bu örgütten insanları görmek olası.”
MEVCUT DURUM ÇAĞIN KONUSU
İtaat etmekle destek vermek arasında fark olmadığı görüldüğünde geçmişte Nazilerle mücadele edildiği gibi FETÖ ile mücadele etmenin de kolaylaşacağını belirten Şahin şöyle konuştu: “Sınav soruları çalınırken seyrettiler. Bundan yararlandılar yani itaat ettiler.  Kumpas kurulurken, iftira atılıp, yalan söylenirken ‘Ben Allah rızası için yaptım, gayemiz hizmettir’ diyerek kandıramazlar. Nazi Subayı yargılaması örneğinden aktardığımız gözlem modern, ileri toplumların gerçekte ne kadar geri olduklarını gözler önüne seriyor. Ekonomi ve borsalarımızın işlemesi için bir zemin var. Bu zemini biz modernler ahlaklı bir zemin sanıyoruz. Hırsızların çaldıkları parayı eşit paylaşmalarıyla hırsızlık yapmamak arasında çizgi çekemiyoruz. FETÖ etkilediği bireyleri hakiki kavram ve kurgularla yabancılaştırdı. Dinin, İslam’ın bu kadar çok konuşulduğu bir toplumda zulmün, adaletsizliğin, soru çalmaların, insanlara iftira atmanın, hakkını gasp etmenin, yalan söylemenin, riyakârlığın hiç tepki görmeden kabullenilmesinin korkunçluğu, atılan bombalardan, öldürülen insanlardan daha vahim. Yabancılaştırmanın Müslüman toplumdaki karşılığı şüphesiz şirk olabilir. Bir Müslüman’ın ahrete açılan bu pencereye kapatması, Yaratanı, yaratılma sebebini, din gününü, özgürce bilerek, isteyerek unutmayı seçmesi korkunç, ürkütücü, vahim, son derece sıradandır. Normal insanların böyle suçlar işleyip, gözlerini kırpmadan en ahlaksız emirlere riayet edebilmeleri öyle sanıyorum ki önümüzde ki yılların belki de çağın konusu olacak”
AŞMAK KOLAY OLMAYACAK
Avukatlar olarak sıradan insanların “kötülüğü normalleştirme” “kötülüğü sıradanlaştırma” tehlikesi ile en çok kendilerinin karşı karşıya kaldıklarını belirten Şahin; “Bunu aşmak bizim içinde kolay olmayacak. Çok kafa yormamız gereken ama kalbimizi asla devre dışı bırakmamız gereken bir zaman bizlerin önünde uzanıyor. Olanları unutursak, sıradanlaştırırsak kalbimiz kuruyacak. Bu halde de aklımız olan biteni anlamlandırma da yetersiz kalacak. Hikmet ile bilgiyi, kalp ile aklı ret ederken, birleştirirken adalet ile merhameti karıştırmamak gerekiyor. İnşallah bunu karıştırmadan gerçek hukukçular olarak kalabilmek için dua ediyoruz” ifadelerine yer verdi.
FARKLI DÜŞÜNME SÜRECEK
Programın son konuşmasını Afyonkarahisar Valisi Aziz Yıldırım yaptı. Hukukçulara ve mesleğin büyüklerine hitabın son derece zor olduğunu belirten Yıldırım şöyle konuştu: “Büyüklerimize hitap etmek oldukça zor. Benden önceki konuşmacı olan Baro Başkanımız FETÖ davası yüzünden pek çok kavramın yıprandığını belirtti. 15 Temmuz bizlere farklı düşünmemiz gerektiğini hatırlattı. Biz de farklı düşünüyoruz ve bundan sonda da bu böyle devam edecek. Adalet önemli bir unsurdur. Adalet bir toplumun olmazsa olmazıdır. Adaleti temin etmek için mahkemelere gidiliyor. Ama hepinizin bildiği gibi mahkemelere gidildiği zaman ve sanıkların Hâkim karşısına çıktığında bir taraftan Cumhuriyet Savcılarımız, bir taraftan sanıkları savunan avukatlarımız, değerli hâkimlerimiz daha adil karar verebilmeleri için ellerinden geleni yapıyorlar. Bu demektir ki avukatlarımız adalet sistemimizin en güzel şekil gerçekleşmesi için olmazsa olmazlarından bir tanesidir. Sanki sacayağı gibi bir tarafta hâkimler, bir tarafta Cumhuriyet Savcılarımız ve bir tarafta da avukatlarımız yer almaktadır.  Bunlar adaletin tesisi için olmazsa olmaz üçlüdür. Allah hepsine kolaylıklar versin.”
ADALET VİCDANİ DAVRANMAK
“Zaman zaman FETÖ davlarında idari işlem yaparken gerek Başsavcımıza, gerekse Adalet Komisyonu Başkanımız değerli hâkimimize diyorum ki biz idari olarak hızlı davranıyoruz” diyen Yıldırım; “Bazı konularda eksik ya da fazla yapmış olabiliriz. Ama biz adaletin tesisi için sizlere güveniyoruz. Onların gerçekten yükleri ağır ve Rabbim onlara kolaylıklar versin. Ama asıl adaleti temsil edecek olanlarda kendileridir. Tabi adaletin tesis edilebilmesi için toplumda yaşayan herkesin aynı şekilde kanunlardan haberdar olması ve bilmesi bu da çok mümkün değil. Toplumun suç olarak ifade edeceği bir takım hareketler bulunmaktadır. Bunlara kimsenin itirazı olamaz. Bazen yaptım ama niye yaptım bir de bana sorun denir. O sorunun cevabını da değerli avukatlarımız ortaya çıkaracaklar. Şunu da ifade etmek isterim ki avukatlarımız sadece sanığın lehine olan konuları ortaya koyuyorlar, ama bir taraftan da suçlu olduklarına inandıkları sanıkları savunmakta zorluk çektiklerini ümit ediyorum. Çünkü adalet sadece suçluyu ortaya çıkarmak ve layık olduğu cezayı vermekten de öte vicdani olarak davranmak ta çok önemlidir. Avukatlarımızda bu sistemin en önemli parçalarından biridir. Bu anlamda tüm avukatların avukatlar gününü kutluyorum. İyi ki varlar diyorum” dedi.
PROGRAMA YOĞUN KATILIM
Yıldırım’ın ardından Baro Başkanı Turgay Şahin tarafından hazırlanan  “Avukatlık Mesleğine Tarihi Bakış” isimli sunumu Baro Yönetim Kurulu Üyesi Av. Gönül Ar Güngör yaptı. Kokteyl ile tamamlanan programda Vali Aziz Yıldırım’ın yanı sıra; Belediye Başkanı Burhanettin Çoban, Cumhuriyet Başsavcısı Bayram Eray, Adli Yargı Adalet Komisyonu Başkan ve 2. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Hayati Karaaslan, Baro Başkanı Turgay Şahin, AKÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Karakaş, İGM Başkanı Salih Sel ve çok sayıda avukat hazır bulundu. >> Burcu AYDIN’ın Haberi

Bakmadan Geçme