82 YILDIR BİTMEYEN ÖZLEM VE SEVGİ

Türk Milleti’nin 7 düvele karşı durduğu İstiklal Harbimiz’in önderi, Türk Devlet geleneğinin büyük devlet adamı ve şanlı Türk Ordusu’nun Gazi Mareşal’i, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucusu, büyük önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ebedi aleme göçüşünün 82’nci yıldönümünde bir kez daha rahmet, minnet ve şükranla andık.
Geride kalan 82 yıla rağmen milletimizin, O’nun aziz hatırasına yönelik hürmet ve özlemi hiç azalmamış, bilakis eserlerine, fikirlerine ve kutlu mirasına duyulan sevgi ve sadakat istikrarlı şekilde artmıştır. Atatürk, az zamanda çok ve büyük işler yapmış, nitekim bu işlerin en büyüğü de temeli Türk kahramanlığı ve yüksek Türk kültürü olan Türkiye Cumhuriyeti olmuştur.
Büyük bir kumandan olduğu kadar muktedir bir siyasetçi, mahir bir diplomasi ustası, müstesna bir devlet adamı olarak tarihte ve milletimizin gönlünde taht kurmuştur. Akılla, azimle, cesaretle sabırla, inançla ve milli bir stratejiyle hayatı cepheden cepheye koşarak geçmiş tarihi bir kahramandır.
Bu büyük kahramana bugün hala ne yazık ki bazı saldırılar olabilmektedir. Savaşta bile insanca düşünen, esir aldığı askerlere “Üzülmeyin savaşta olur böyle şeyler” diyen, ölen düşman askerlerinin ailelerini “Çocuklarınız bize emanet” diye teselli eden ve hatta “Yunan bayrağını bir milletin simgesidir” diye çiğnemeyen asil, erdemli ve yüksek bir karakterle savaş kazanmış bir komutana olmadık hakaretlerde bulunanları görebiliyoruz ne yazık ki.
“Savaşı o kazanmadı ki! Allah ordularını gönderdi onlar vasıtasıyla zafere ulaştık” diyenler var. Kur’an-ı Kerim’de Allah’ın görünmez ordularının inananları destekledikleri yazıyor. İşittik ve iman ettik. İşte bu iman gereğine “Allah’ın Atatürk’ü ve ordusunu desteklemek için ordularını gönderdiğini” düşünmek gerekmez mi?
“Hayır, Ordumuz, imamlarla, hocalarla doluydu ve abdestinde namazında askerlerden oluşmuştu, Allah onlara yardım için ordularını gönderdi, Atatürk için değil” diyenlere; “Atatürk’ün, yani Türk Milleti’nin ordusu aynı zamanda Osmanlı askerleriydi. Osmanlı, aynı imanlı askerlerle girdiği savaşların çoğunu kaybetti. Osmanlı askerleri de abdest alıyor, namaz kılıyor ve tekbir getirerek savaşıyorlardı ama yenildiler. Sonunda Osmanlı yıkılma noktasına geldi. Yoksa o askerler imansız mıydı” diye sormak gerekmez mi? Çünkü, Allah yalnızca imanlı olanlara değil aynı zamanda haklı olana, hak edene yardım ediyor. Abdestinde, namazında ve de tekbir getirerek savaşan bir ordu, Osmanlı’nın bekası için mücadele edince Allah yardım etmedi ve yenildiler. Fakat aynı imanlı askerler bu kez Atatürk önderliğinde düşmanı yurttan kovmak için, dini, imanı, namusu, vatanı ve milleti kurtarmak için savaşınca Allah yardım etti ve galip geldiler.
Biz “olanda hayr olduğuna” inananlar değil miyiz? Bizim inancımıza göre toplumun hayrına hizmet eden bir eser bırakanın amel defteri açık kalmıyor mu?
Bugün hizmet aldığımız hastaneler, okullar, devletin tüm kurumları, yollar, köprüler, vs…
Afyon’a kadar gelmiş düşman, bu topraklardan kovulmamış olsaydı toplumun hayrına kullanılabilecek miydi? Bize özgür bir vatan olarak Türkiye Cumhuriyeti’ni inşa eden başta Atatürk olmak üzere onun arkadaşlarının vesilesiyle ayakta değil midir bugün faydalandığımız nimetlerin bir çoğu?
Her okuldan, hastaneden, camiden, her okunan ezandan, özgürce yapılan ibadetlerden, Atatürk ve arkadaşlarının defterlerine sevap yazılmıyor mudur sizce?
Allah (cc) dilemeseydi Atatürk tarihe böyle bir kahraman olarak geçebilir miydi? Türk Milleti’nin ve hatta İslam Alemi’nin kalbinde böyle yer alabilir miydi? Allah’ın dilemesi olmasa büyük imkansızlıklar içinde savaşıp, kazmayla, kürekle dünyanın en güçlü ve donanımlı ordularına karşı kazanmak mümkün olabilir mi?
Zaten böyle bir zaferin tarihte başka bir örneği yoktur. Allah’ın dilemesi olmadan “ol” demeden böyle bir Zafer, böyle bir tarih var olabilir mi? Allah nankörleri sevmez!..
İlkeleriyle, ülküleriyle, ülke ve millet sevgisiyle sembolleşen Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Türk milletinin göz nuru, kahramanlık sedası olarak hayranlıkla anılacak, her zaman da öncü, önder ve örnek vasfını muhafaza edecektir. Cenab-ı Allah ondan ve bugünlerimize vesile olan tüm ceddimizden razı olsun.