5 Bin metreden AFYONKARAHİSAR – Kocatepe Gazetesi

14 Nisan 2010 Çarşamba 03:00:00
  Afyonkarahisar’da muhabir ya da gazete okuru olmak çok kolay iş. Türkiye’nin pek çok şehrinde bir hafta – 10 gün gündemi takip etmezseniz yeni gelişmeler, tartışma ve konular gündeme hakim olurken, siz konunun başını kaçırmış olduğunuz için olanlara anlam veremeyebilirsiniz? Bu özelliği ile İlimiz çok avantajlı. Bırakın bir haftayı 4-5 yıl gazete okumayın hatta Afyonkarahisar’dan ayrılın hala aynı tartışmalar ve konuların etrafından dönüp durduğumuzu görürsünüz.
Bir süredir kişisel işlerim nedeniyle şehir dışındaydım. Önce Antalya ardından da İstanbul ve Tekirdağ’da yaklaşık 10-15 gün geçirdim. Genellikle şehir dışındayken de gazetelerimizin internet siteleri ve Afyonhaber’den gelişmeleri takip etmeme rağmen bu kez bilgisayar başına geçmeye bile vaktim olmadı. Bu düşüncelerle Afyonkarahisar’a dönerken, gündemde neler kaçırdığımı, bir haberci olarak bazı olaylara ve konulara artık vakıf olamayacağımı düşünürken İlimiz gazeteleri ve iş adamlarının yine havaalanı konusuyla meşgul olduğunu gördüm.
Nadiren değişen Afyonkarahisar’da güzel proje ve gelişmeler yok mu? Yok dersek haksızlık etmiş oluruz. Gerçekleşirse, Kent Meydanı Projesi harika bir düşünce. Hatta İzmir Antalya Kavşağı’nda yapımı tamamlanan 26 Ağustos Tabiat Parkı da bence Afyonkarahisar’da son 5 yılda yapılmış en akıllıca, en güzel eser. Tüm katkı sağlayanları tebrik ediyorum. Ancak havaalanında gelinen nokta ve tartışmalar nasıl olmuşsa bir anda 3 yıl geriye gitmiş. 2007 seçimlerinden önce Emekli Albay İsmail Özdilek’in çabalarını ve Askeri Havaalanı’nın açılması ile açıklamalarını hala hatırlamamak mümkün değil.
Askeri Havaalanı’nın açılmasıyla ilgili önceki gün ATSO’nun yaptığı açıklamaya bakınca 3 yıl sonra yine başa dönüldüğünü ve Afyonkarahisar’ın bu konuda 3-4 yıl daha kaybettiğini düşündüm. Merak edenler kütüphanede o yıllara ait gazetelere bakabilirler. Farklı kişilerden benzer açıklamalar, talepler ve müjdeler. Acaba bu gelişme-ler yaşanırken, İlimiz sürekli zaman ve elindeki büyüme fırsatlarını ötelerken yaklaşık tam bir yıl sonra seçim için vatandaşlardan oy isteyecek sayın vekil adayları bu durum için bir açıklama düşünüyorlar mı? Hiç sanmıyorum. Ver müjdeyi geç. Nasıl olsa, yarın unutulur. Her 3-4 yılda bir dön başa, havaalanı başka bahara.
Tartışmalar bir yana havaalanı konusunu yeniden açıldı ya artık ağızdan ağıza sakız gibi bir süre yine bunu konuşup dururuz. O nedenle bu konuya daha fazla bulaşmadan ben Afyonkarahisar’ın havadan nasıl göründüğünü anlatayım. Yaklaşık 15 gün kadar önce Antalya’dan İstanbul’a Atlas Havayolları’na ait tarifeli bir uçakla 12.15’te yolculuk yaptık. Genellikle gece uçuşlarını tercih etmeme rağmen bu kez zaman nedeniyle gündüz uçuşu yapmak zorunda kaldım. Kanadın hemen gerisinde ve cam kenarında oturduğumdan, kemer ikaz ışıkları söner sönmez fotoğraf çekmeye başladım. Önce Burdur’un sonra Isparta’nın üzerinden uçtuk. Bu sırada Isparta’nın kargalara hizmet eden havaalanının da fotoğrafını çektim. Kiminin havaalanı var kullanamıyor diye tartışması çok, kiminin havaalanı yok diye tartışma çok. Ne kadar ilginç bir ülkeyiz değil mi?
Bu arada uçakta Aroma Bayan Voleybol Ligi takımlarımızdan birinin oyuncuları da bulunuyordu. Oldukça eğlendiğim yolculukta fotoğraf çektiğimi gören yanımdaki iki bayan voleybolcuyla sohbet ettikten sonra ön ve arka sıralarında aynı takımın oyuncularıyla dolu olduğunu fark ettim. Kendi kendime cennette miyim acaba? diye düşünürken yeniden camdan dışarı baktım. 17 Bin feet yani 5 Bin 100 metre yüksekte olmama rağmen üzerinden geçtiğimiz şehri tanımam zor olmadı. Ben, “Afyon’un üzerindeyiz” deyince voleybol oyuncusu bayanlar da merakla cama baktılar. Ben Karahisar Kalesi’ni, Hıdırlık’ı, hatta tam seçemesek de Kocatepe’yi anlatırken, Kaptan Pilot uçuşla ilgili bilgileri verip, “Şu An Afyon ilinin üzerinden uçuyoruz. Sağ tarafta oturan yolcularımız Afyon şehrini daha net görebilirler” dedi. Voleybolcu bayanların, ‘sucuk isti-yoruz’, ‘hadi inip yiyelim’ gibi şakaları arasında Afyon’un üzerinden geçerken bu konuda ne kadar şanssız olduğumuzu anladım. Hızlı araba ile ilimizden çıkan biri 4-5 saatte İstanbul’a ancak ulaşırken, Antalyalılar 45 dakika sonra İstanbul’da oluyor. Biz daha tartışalım, açıklama yapalım, müjde verelim… Askeri Havaalanı sivil ulaşıma açılsın, açılmasın… Altıntaş’ın ihalesi yapılsın, yapılmasın… 5 Bin metreden Afyonkarahisar’a bu konforu yaşayarak geçip gidiyor. Benim gibi boş laflardan sıkılanlar, hadi yukarıdakilere el sallayalım. Belki anlarlar…