'4 Vekil, 1 Başkanımız var, Hangi İşimiz Görüldü?'
Av. Mehmet Çelikörs, avukatların üyesi oldukları Baro'yu sahiplenmeleri halinde Baro yönetiminin güçleneceğini, güçlü yönetimin sorun çözebileceğini ve meslek örgütüne karşı aidiyet duygusu geliştirilmesinin zorunlu olduğunu söyledi.
Afyonkarahisar Barosu’nun 46’ıncı olağan genel kurul toplantısında konuşan Av. Mehmet Çelikörs, Baro’nun yakın tarihinden bugüne kadar gelen süreç başta olmak üzere avukatlık mesleği ve meslektaşlarına yönelik değerlendirmede bulundu.
“TÜRKİYE’DE ENDER BULUNABİLECEK BİR BARO BAŞKANIMIZ VARDI”
Av. Mehmet Çelikörs, Afyonkarahisar Barosu’nun 46’ıncı olağan genel kurulunun hayırlı ve verimli olmasını diledi. 46. Genel kurul toplantısının önceki genel kurul toplantılarından farklı bir genel kurul toplantısı olduğuna dikkat çeken Çelikörs, “Benim Baro’da 40’ıncı. yılım. Muhtemelen de 24’üncü genel kurula katılışım. Baromuzda Sayın Adil Yılmazarslan'dan başlayan, Celal Mümtaz Akıncı ile devam eden, sonra da Turgay Şahin Başkanımız ile devam eden bir süreç yaşandı. Bugün gördüğümüz kadarıyla bu sürecin sonuna geldik. Yani yeni bir dönem, yeni bir kan, yeni bir düşünce geliyor. İnşallah bundan sonrası da iyi olur. Bizim Baro’da gördüğümüz 1990'lı yıllarda ben yönetime girdim. Baronun 2010 yıllarına kadar yükselen bir trendi vardı. Yani hiçbir şey olmayan bir Baro’dan arkadaşlar bilirler 3'e 5 bir odadaki barodan bugünkü Baro binasına gelindi, sekretaryaya, hizmetlere gelindi. 2015'ten sonra 2020'ye kadar Afyokarahisar Barosu yatay çizgiye geçti. Bizim yükselme trendimiz neredeyse bitti. Son iki dönemdir, dört yıldır da Baro’da inişe geçen bir trend görüyoruz. En azından ben görüyorum. Buradaki arkadaşlara peşinen şunu söylüyorum. Kimseyi desteklemek için, kimseyi eleştirmek için burada bulunmuyorum. Geçmişte yaşananlardan önümüzdeki yıllara ışık tutabilirsek ya da tecrübelerden aktarılabilirse bunu arz etmek için bulunuyorum. Turgay Bey'e bu kadar sürede bütün fedakârlıkları yaparak Baromuza hizmetinden dolayı özellikle teşekkür etmek istiyorum. Türkiye'de ender bulunan bir Baro Başkanımız vardı. Bir kere bunu kabul edeceğiz. Baro Başkanlığı sadece başkanlık odasında oturup gelene gidene çay ısmarlamak olarak görmesinler. Çok ciddi işlemler yapıldı.” dedi.
“DEPREM YARDIMINDA AFYON BAROSU GÜZEL ORGANİZE OLDU”
“Son faaliyet raporuna ben baktığım zaman sağ olsun hangi arkadaş hazırladıysa sanki bizim sabrımızı test etmek istemiş, 378 sayfa. Çok sayıda fotoğraflar var.” diyen Çelikörs, “Deprem bölgesinde yapılan yardımlar organizasyonlara da yer verilmiş. Bu yardımlar Türkiye'de Afyonkarahisar Barosu’nun konseptinde ya da büyüklüğünde hiçbir Baro’nun yapamadığı bir organizasyondur. Çok başarılı bir organizasyondur. Bundan dolayı da Sayın Baro Başkanımız Av. Turgay Şahin ve yönetim kurulu üyelerine teşekkür ediyorum. Av. Emre Çağlayan kardeşimiz işini, gücünü, bürosunu, evini bırakıp günlerce, aylarca orada bulunmuşlardır. Özellikle tebrik ediyor, teşekkür ediyorum. Baro faaliyet raporundaki diğer olaylar Baro’nun faaliyeti ötesinde Turgay Bey'in günlük yaşantısı, günlük raporları niteliğinde. Stajyerlere ruhsat mı verdiniz? Zaten bu Baro Başkanının ve yönetim kurulunun görevidir. Bir üniversite rektörünü mü karşıladınız? Bu görevler içerisindedir. Üç yıllık avukat arkadaşım dedi ki, ‘Büro masraflarını karşılayamıyorum. Sizin bu anlattıklarınızdan, komisyon toplantılarınızdan, komisyonlarda aldığınız yüzlerce karardan benim cebime ne girdi?’ Şimdi benim meslektaşım baro faaliyetinden kendisine yansıyacak bir şey bekliyor. Biz bu kadar toplantı yaptık, şu kadar seminer verdik, cezaevindekilere gittik, şunları yaptık. Baro'ya ne oldu? Bana ne oldu? Yani baro faaliyetleri dediğimiz şeyler daha çok Baro yönetiminin ve Baro Başkanının rutin günlük yapması gereken şeyler. Cümleyi de aynen kuruyorum. Bunlar daha çok Sayın Baro Başkanımızın günlükleri şeklinde geçmiş. Hepsi iyi hizmetlerdir, hepsi iyi işlerdir. Takdir ederiz, teşekkür ederiz. Ama bunlar Baro faaliyeti değildir. Afyonkarahisar Barosu’nun trendini söyledim. Yükseldi, stabil gitti, indi.” diye konuştu.
“4 VEKİLİMİZ BİR BELEDİYE BAŞKANIMIZ VAR AMA BİR ŞEY YAPTIRACAK GÜCÜMÜZ YOK”
Afyonkarahisar Barosu’nun Adalet Bakanlığına bağlı olduğunu dile getiren Çelikörs, “Biz Afyon Barosu olarak Adalet Bakanlığına bağlıyız. Bizim hâkimlerimiz, savcılarımız HSK'ya bağlı. Benim sorum şu. Biz Adalet Bakanlığı'nda ya da HSK'da ne kadar etkili olduk? Afyonkarahisar Barosu’nun Ankara'da Adalet Bakanlığı'nda ya da HSK'de bir işi yaptıracağımız kadar gücümüz oldu mu? Olmadı hiçbir hâkimi hiçbir şeyi ne tayin ettirebildik ne de istediğimiz hâkimi getirtebildik. Arz etmek istediğimiz olay şu. Bizim bakanlıkta müsteşar, müsteşar yardımcısı, personel daire başkanı düzeyinde gidip konuşabileceğimiz bir teklifte, bir talepte bulunabileceğimiz arkadaşlar olsun. Kimse kusura bakmasın benim Baromdan ya da Afyon’dan dört tane hukukçu milletvekilim var. Bir tane Belediye Başkanım var. Bize burada bunları sağlayacak olan arkadaşlar bu kişiler bunları gelecek yönetimler için tavsiye ya da yol gösterme olarak arz ediyorum. Bizim Baromuzdan çıkmış 4 Milletvekilimiz bir Belediye Başkanımız vardır. Başka hiçbir kurumda böyle bir şey yoktur. Benim dört tane milletvekilim var. Benim Adalet Bakanlığına hangi işim görüldü? Keşke gelselerdi bugün kendilerine bunları konuşsaydık. Ben hangi hâkim, savcı hakkında bir şey yaptırabildim? Bizim Baromuzun kongresi oluyor. Afyonkarahisar’ın gündeminde hiç Afyonkarahisar Barosu'nun kongresi var mı? Ticaret Odası'nın bir kongresi oluyor. Aylar önceden yer yerinden oynuyor. Ticaret Odası bir sivil toplum örgütüdür. Biz Baro olarak kamu kurumu niteliğinde bir kuruluşuz. Ama biz Afyonkarahisar gündeminde hiç yokuz. Ankara'da yokuz. Afyon'da yokuz.” şeklinde konuştu.
“ADLİYE BİNASINDAKİ BARONUN BİR KISMI ALINIRSA ÇOK SÜPRİZ OLMAZ”
Afyonkarahisar Adliyesi’ndeki gözlemlerini de aktaran Çelikörs, “Afyonkarahisar Adliyesine geliyorum. Son yıllarda öyle bir konuma geldik ki üzülerek söylüyorum ki bunun çaresi, çözümü ne olur? Genel kurulumuzda bunlar konuşulsun noktasında söylüyorum. Baro ya da avukatlar ne isterse hâkimler hemen bir tepki koymaya başladılar. Şunu mu istiyorsunuz? Reddine. Bunu mu istiyorsunuz? Reddine. Son aldığım haberler söyleyeyim. Yarın başımıza bunlar da gelebilir. Sayın Başsavcı geçtiğimiz hafta Adliye içinde ki Baro binasını gezmiş. Demiş ki, ‘Burası çok büyük, çok yer kullanıyorsunuz.’ Mesajı alabildiniz mi? Yarın Adliye binasındaki Baro’nun bir kısmı elinizden alınırsa çok sürpriz değil. Yaşanan başka bir olaydan dolayı başka bir kişi de kendisi Komisyon Başkanıdır. ‘Bizim Baro ile ilişkilerimiz bundan sonra iyi olmayacak.’ şeklinde cümleler sarf etmiş. Ne oldu? Benim arkamda güçlü bir Baro olursa yönetimin arkasında güçlü bir baro olursa kimse kusura bakmasın herkes buradan hizaya bakar. Komisyon bana ne yapsın denilebilir? Bakınız Adliye'de tadilat, tamirat var. Yeni bir giriş yapıldı. Beni yeni girişte bütün ön büroların önünden bana geçit yaptırıyor. Kardeşim ben o kadar kâtibin önünden niye geçitle gidiyorum oraya? Bizim turnikelerin önünden bir merdivenle girişimiz vardı. Bir tane avukat turnikesini onun önüne koyun. Avukat girişi ayrı olsun. Ben avukat olarak gireyim bu adliyeye. Hâkim, savcı ayrı giriyor. Vatandaş ayrı giriyor. Ben avukat olarak, avukat kimliğiyle, avukat sıfatıyla bu turnikeden ayrı gireyim. Bir tane turnikeyi buraya alıp, avukat girişi yapmak yerine önceki merdivenin 30 metre ilerisine yeni merdiven yapıyorlar. Bunun manası nedir? Bilmiyorum, Komisyon Başkanı ile ya da özellikle Başsavcıyla bu konu konuşuldu da ‘Yok biz avukatları illaki o şeyden geçirteceğiz.’ dediler mi? Onu da bilemiyorum. Belki de demişlerdir. Eğer biz Baro olarak güçlü olursak kusura bakmasın, kimse bunu diyemez.” ifadelerini kullandı.
“ADLİYE YEMEKHANESİNDE KAST SİSTEMİNE GÖRE SINIFLANDIRMA VAR”
Adliye yemekhanesinde avukatlarla ilgili durumdan duyduğu rahatsızlığı da dile getiren Çelikörs, şunları kaydetti: “Hafsalamın almadığı hiçbir şekilde kabullenemediğim yemekhanedeki kast sistemi nedir? Bir defa şunu söyleyeyim hiç gitmedim gitmem de. Allah göstermesin aç kalsam da minnet etmem. Hâkimler, savcılar belli yerde yemekleri alacaklar, yiyecekler. Adliye personeli, PTT görevlileri, emniyet görevlileri şeklinde bir sınıflandırma var. Kast sisteminin birinci sınıfında hâkimler, savcılar var. İkinci sınıfında adliye personeli, emniyet görevlileri, PTT memurları var. Eğer yemek artarsa avukatlara yemek verilecek. Emre Çakmaktepe kardeşim geçen yazmış yemekhanede yemek yüz lira oldu diye. Emre Beyciğim tek sıkıntınız bu mu? Tek sıkıntınız yemekhanede yemeğin ücretinin artışı mı? Bırakınız yemeğin fiyatını. Bana orada avukat olarak Hindistan’da ki kas sisteminde üçüncü sınıf vatandaş muamelesi yapılıyor. Bu muamele yapılıyorsa kusura bakmayın gitmem. Gelecek yeni yönetimin bu sıkıntıyı çözmesi gerekiyor.”
“YENİ HİZMET BİNASI BAROMUZA YÜK”
Afyonkarahisar Barosunun yeni hizmet binasının Baro için maddi sıkıntı oluşturduğuna değinen Çelikörs, şöyle konuştu: “Afyon Barosu önünde yeni hizmet binası çok ciddi bir yüktür. Bu öyle bir yük ki değirmen taşı büyüklüğüne bir pırlanta, bir mücevher. Değirmentaşı olarak kullansanız pırlantayı değirmentaşı yapamıyorsunuz. Yüzük olarak kullanmak isteseniz değirmentaşı büyüklüğünde bir taştan yüzük yapamıyorsunuz. Benim bugünkü tahminlerime göre Baromuz da 2 milyon liranın üzerinde bir borç yükü var. Yılbaşından sonra bu rakam 3 milyona çıkar. Benim bugüne kadar gördüğüm yeni bina Baromuzun başına çok ciddi bir yüktür. Yeni yönetim bugünkü Baro Binasını ne şekilde kullanabileceğimizi konuşsunlar. Bizim önümüze bunları getirsinler. Bu Baro binası böyle olduğu sürece biz gelecek yönetimlerden de hiçbir şey bekleyemeyiz. Niye bekleyemeyiz? Benim masrafım çok, gelirim az. Delik büyük, yama küçük. Çözüm, Baro binasının rantabl şekilde nasıl ve kime kullandırılacağıdır. Buna çözümler, çareler üretilmek zorundadır.”
“BARO YÖNETİMİNİN BAŞARISI ALTINDAKİ AVUKAT KADROSUNA BAĞLI”
Çelikörs, sözlerine şöyle devam etti: “Çok uzatmayacağım. Kimseyi eleştirmiyorum. Özellikle ve ısrarla söylemek istediğim şey, biz diyoruz ki Baro yönetimi şunları yapsın. Afyon Barosu olarak son mevcudumuz 800’dür. 799 kişi ile seçime giriyoruz? Salonda çoğunluk var ya da yok. Geçen dönemin ve yönetime talip olan adaylarımızla görüşüyoruz. Diyorlar ki, yaklaşık 300 avukata ulaşamıyoruz. Bu avukatların ne ofisleri, ne telefonları var. Ben yönetime yapılması gerekenlerle ilgili tavsiyelerde bulunuyorum. Ama süt ne ise kaymakta o olur. Yönetimin altındaki avukat kadrosu neyse yönetimin başarısı da o olur. Yönetimin arkasında çok güçlü bir avukat kadrosu bulmalı ki yönetim de bunları yapabilmeli. Maalesef son yıllarda Baro da, her türlü etkinlikte katılım yok. Baro kahvaltı veriyor, kahvaltı programına bile katılım yüzde on civarında dahi olmuyor. Meslektaşlarımızda Baro’ya karşı bir aidiyetsizlik var. Eski teknik tabiriyle irtibatsızlık, var. Baro benim Barom değil ya da Baro’dan bir beklentim yok. Ben çok eminim şu anda salona bile sorsam gelecek baro yönetiminden ne beklentiniz var desem herkes şöyle boynunu bükecek yani falan diyecek. Böyle bir duruma geldik. Ama bu duruma gelen de bakın yönetim değil. Bu duruma getiren de yönetim değil. Avukat arkadaşlar artık toplanıp önce baroya aidiyetini, Baro’ya sahiplenmesini ortaya koyacak. Ondan sonra da Baro yönetimi yürüyebilecek.”
“BİZİM BARO YAKIŞIKLI VE ZENGİNİ ÇİZER”
Av. Mehmet Çelikörs, sözlerini şöyle tamamladı: “Beni çok fazla rahatsız eden bir şey var. Aslında onun için konuşmaya karar verdim. Daha önceki genel kurularda olmayan ve iki genel kuruldur beni çok rahatsız eden listelerde isim çizme hastalığı gelişti. Değerli meslektaşlarım; çizdiğiniz isimler sizden çok daha değerli isimler, biliyorum. Geçen genel kurulda yaşadık. Bir yıllık bir avukat ismi çiziyor. Sonradan soruyoruz ya bu ismi niye çizdiniz? Diyor ki vergi rekortmeni oldu. Çok iş yapıyor. Çok davaya bakıyor. Çok zengin. Güzel kardeşim, sen avukatlık yaparken senin idealin çok iş yapmak, çok para kazanmak, vergi rekortmeni olmak değil mi? Bu adam olmuş. Başaran adamı niye takdir etmiyorsun, çiziyorsun? Üç başkan adayımız seçim için liste yapmış. Hepsini takdirle karşıladık. Başkan adaylarımız ve yönetimindeki arkadaşlar, pırlanta gibi avukatlarımız. Hiç kimse, size bir şey diyemez. Bu listeler tombaladan çıkmadı. Av. Sedat Avcı'nın ifadesidir. ‘Bizim Bora yakışıklı ve zengini çizer.’ Yönetmeye hevesliysen çık başkan adayı ol. Kimi istiyorsan onları seç. Onlarla da sen yürü. Lütfen arkadaşların listelerine saygılı olalım. Bırakın Baro yönetimi güçlü olsun. Genel kurulumuz hayırlı olsun.”