4 Sendika, Şiddete Karşı Birleşti

Eğitim Sen, Eğitim-İş, Hürriyetçi Eğitim Sen ile Tüm Eğitim Çalışanları Sendikası üyeleri, İmaret Camii'nden Zafer Meydanı'na kadar yürüyüş yaptı. Sendikalar adına Zafer Meydanı'nda açıklama gerçekleştirildi

İstanbul’da bir okul müdürünün eski bir öğrencisi tarafından vurulmasının ardından hayatını kaybetmesi dolayısıyla Afyonkarahisar’da Eğitim-Sen, Eğitim-İş, Hürriyetçi Eğitim-Sen ile Tüm Eğitim Çalışanları Sendikası üyeleri birlikte basın açıklaması yaptı.

“CİMER, VELİLERİN ELİNDE SOPAYA DÖNÜŞTÜ”

İmaret Camii önünde toplanan öğretmen ve eğitim çalışanları, Bankalar Caddesi üzerinden Zafer Meydanı’na ulaştı. Zafer Meydanı’nda ilk açıklamayı KESK İl Temsilcisi ve Eğitim-Sen Afyonkarahisar Şube Başkanı Ender Karaaslan gerçekleştirdi. Karaaslan, “Toplum olarak hayatımızın her aşamasında evde, sokakta, iş yerlerinde her gün karşı karşıya kaldığımız şiddet olgusunun uzun süredir okullarımızı da sarmalamış olması çok sayıda meslektaşımızın şiddetin hedefi haline gelmesine neden olmaktadır. Öncelikle kabul etmek gerekir ki okullarımızın sık sık şiddet haberleriyle gündeme gelmesinde başta Milli Eğitim Bakanlığı olmak üzere tüm yetkililerin, hatta toplumun tüm kesimlerinin sorumluluğu vardır. Toplum olarak hayatımızın her aşamasında yer alan şiddet olgusu, eğitim kurumlarını, okullarımızı ve öğretmenlerimizi de hedef almış durumdadır. Yaşanan bu şiddet olayları adeta bir bakanlık politikasına dönüştürülen eğitim emekçilerinin itibarsızlaştırılmasından ayrı düşünülemez. Bugün bir eğitim emekçisini hayattan koparan ne basit bir öfke krizi, ne failin öğrenci ya da veli oluşu, ne de öğrencinin uyruğu ile ilgilidir. Bizzat bakanın yaptığı açıklamalarda eğitim sisteminde yaşanan olumsuzlukların temel nedeni olarak öğretmenleri göstermesi, CİMER uygulamasının velilerin elinde bir sopaya dönüştürülmesi, MEB’in eğitimde yaşanan sorunlara çözüm üretmek yerine öğretmenleri ve idarecileri veli/öğrenci karşısında tek muhatap olarak bırakması, bugün yaşananlara zemin oluşturmuştur” dedi.

Karaaslan, okullarda can güvenliğinin sağlanması gerektiğini, ayrıca şiddetin önlenmesi ile ilgili bir eylem planının yapılmasının şart olduğunu dile getirdi.

Haber

MÜLAKAT SORULARINA ŞİDDET GÖNDERMESİ

Karaaslan’dan sonra konuşan Hürriyetçi Eğitim Sen İl Başkanı Nizamettin Şenol da öğretmenlerin devlet kurumlarına şikayet edilmesinin şiddetin önünü açtığını vurguladı. Şenol, “Bugüne kadar eğitimden sorumlu olanların yaptıkları açıklamalarda, eğitimde yaşanan olumsuzlukların sorumlusu olarak öğretmenleri göstermesi, CİMER uygulamasının bizlere karşı bir sopaya dönüştürülmesi, MEB’in eğitimde yaşanan sorunlara çözüm üretmek yerine öğretmenleri ve idarecileri veli/öğrenci karşısında tek muhatap olarak bırakması, bugün yaşananlara zemin oluşturmuştur. Bu ülkede okulda öğretmen öldürüldü! Söz bitti! Şiddetin, cinayetin tek bir faili olmadığını hepimiz çok iyi biliyoruz. Cinayetin arkasındaki zihniyet, bizleri ötekileştiren, her fırsatta tehdit ederek hedef haline getiren, mesleğimizin itibarını ayaklar altına alanlardır.  Tekin bakan tarafından birkaç gün önce -çok çok yetersiz olduğunu düşündüğümüz- 20 bin öğretmen atanacağı açıklandı. Atamalarda ne hikmetse mülakata devam edilecek. Eğer eğitimcilere şiddetin son bulması için gerekli adımlar atılmayacaksa yapılacak olan mülakatlarda öğretmen adaylarına yeni sorular sorulmalıdır. Mesela ‘dayak yer misin, şiddete ne kadar dayanıklısın, vurulursan ölür müsün?’ şeklinde sorularla mülakatlar güncellenmelidir” ifadelerini kullandı.

Haber

Tüm Eğitim Çalışanları Sendikası Afyonkarahisar İl Başkanı Cemal Damcı da “Bugün itibariyle Okul ve kurumlarımızda görev yapan güvenlik görevlisi yok denecek kadar azdır. Bu durum öğrencilerimizi ve eğitim çalışanlarını kötü niyetli kişiler tarafından gerçekleştirilecek her türlü tehdit ve şiddete karşı savunmasız kılmaktadır. Bu konuda Milli Eğitim Bakanlığı’na da birçok görev düşmekte, bunların en başında ise Okul ve eğitim kurumlarının güvenliğini sağlamak adına her kurumda mutlaka “Güvenlik Görevlisi” istihdam etmek gelmektedir. Ayrıca, eğitim-öğretim dönemlerinde güvenlik tedbirleri sıkılaştırılmalı ve emniyet güçleriyle işbirliği artırılmalıdır. Okul çevrelerinde güvenlik önlemleri artırılmalı, şüpheli şahıslara karşı önlemler alınmalıdır. Sendikalar ve eğitim kurumları, öğrenci, veli ve eğitim çalışanları arasında güvenlik tedbirleri ile ilgili toplantılar düzenlemeli ve alınması gereken önlemler belirlenmelidir. Şiddet olaylarından etkilenen öğrenci ve eğitim çalışanlarına psikolojik destek sağlanmalı, rehberlik hizmetleri güçlendirilmelidir. Yine Şiddetin önlenmesi için öğrenci, veli ve eğitim çalışanlarına yönelik farkındalık çalışmaları yapılmalıdır. Şiddetin zararları, çözüm yolları ve iletişim becerileri konusunda eğitimler verilmelidir” şeklinde konuştu.

Haber

“BU ÜLKEYİ BAŞÖĞRETMEN KURDU”

Basın açıklamasında son konuşmayı Eğitim-İş Afyonkarahisar Şube Başkanı Cengiz Öztürk yaptı. Öztürk, şu ifadeleri kullandı:

“Bu ülkeyi kuran Başöğretmen, eğitim emekçilerine gelecek nesilleri emanet edecek kadar çok güveniyordu. Bu ülke, dünyada bir başöğretmen’in kurduğu tek ülke. Daha yeni kurulmuş bir Cumhuriyet iken bile sanayi, demokrasi ile eğitimin ülkenin kalkınması için eşdeğer tutulduğu bir ülke. Şimdi bu ülkede eğitim emekçisinin hor görülmesini, emeğinin ve hatta canının hiçe sayılmasını kabul etmiyoruz! Bizler Başöğretmenin eğitim neferleriyiz; kendi değerimizi biliyor, itibarımıza, haklarımıza, canımıza, canımızın parçası olan öğrencilerimize sahip çıkıyoruz! Öğretmene yapılan her saldırı, tüm topluma ve ülkenin geleceğine yapılmış bir saldırıdır. Unutmayalım ki, eğitimsiz bir toplum, karanlığa mahkumdur. Eğitimde şiddet yasası acilen çıkarılmalıdır. Failler toplumun vicdanını rahatlatacak ve yeni olaylar açısından caydırıcı olacak şekilde cezalandırılmalıdır. Özel ya da devlet okulu ayırmaksızın, tüm okulların güvenliği derhal sağlanmalıdır. Kadrolu güvenlik personeli atanmalı ve giriş kapılarına dedektörler koyulmalıdır. Özel okullarda da aynı güvenlik önlemlerinin alınması şart koşulmalı ve bu konuda sıkça denetim yapılmalıdır. RTÜK’ün toplumsal şiddeti başlıca gündemi haline getirip, mafya ve suç temalı TV yapımlarını denetlemesi sağlanmalıdır.”

Bakmadan Geçme