Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

3-OĞUZHAN METE MİDİR?

Destanda adı geçen Oğuz Kağan’ın gerçek şahsiyeti ile ilgili düşüncelerden biri O’nun büyük Türk hakanı Mete olduğu yönündedir (Banarlı, 1987). Mete M.Ö.  209-174 yılları arasında Kuzeydoğu Asya’da kurulmuş Türk devletini büyük bir imparatorluk hâline getirmiştir. Ülkenin sınırları Çin’den Hazar Denizi’ne kadar bütün Kuzey Asya’ya yayılmıştır. Bu dönemde Mete yani Oğuz Han Çin’i de hükmü altına almayı başarmıştır (Yılbır, 2006).

Fakat Mete, fetihlerinde Orta Asya’nın dışına pek fazla çıkmamış, özellikle batıda Aral Gölü’nü aşmamıştır. Hâlbuki destandaki Oğuz Kağan, Orta Asya dışında Çin, Slav, Roma, Mısır ve Hindistan gibi büyük ülkeler fethetmiş bir hükümdardır. Bu durumda Oğuz Kağanın Mete’den çok önce, yani İskit (Saka) çağında yaşamış ve dünya fethini gerçekleştirmiş büyük bir hükümdar olduğu da akla gelmektedir (Yasemin Kurtlu Büşra Koçak, Oğuz Kağan Destanı’nda Hükümdar Tasarımı).

Eski Türklerin ve Oğuzların tarihi fetihlerini destâni bir şekilde anlatan Oğuz-nâme’ye göre ilk cihan hâkimiyeti Oğuz kağan tarafından kurulmuştur. Nitekim destan Oğuz Hân’ın Çin, Hindistan, İran, Azarbaycan, Irak, Suriye, Mısır, Anadolu (Rum), Rus ve hatta Frenk ülkelerini fethettiğini anlatır. (Turan, 1969, c.I, s.75)

Türk Cihan Hâkimiyeti Mefkûresi adlı iki ciltlik kıymetli eserin müellifi Prof. Dr. Osman Turan Oğuz Han’ın adının İran kaynaklarında Afrasyab olarak geçtiğini belirtir ve şöyle der:

“Milli destan ve an’analerde asırlarca milletin kalbinde, cihangir olarak, yaşayan Oğuz-Han İran kaynaklarında Afrasiyâb adı ile geçer. Şâhnâme’ye göre Türklerin ilk fatihi olan Afrasyab da Türkistan, İran, Azerbaycan, Hindistan ve Rum ülkelerini fethetmiş, buralarda birçok şehirler kurmuş ve hatıralar bırakmıştır” (Turan,1969: 80).

Kaşgarlı Mahmud Türklerin Afrasyab’a Alp-er Tunga dediklerini ve O’nun dünya hükümdarı (Ajun beği) olduğunu bildirir. O, Afrâsyâb veya Alp-er Tunga için Türklerce matem ayinleri yapıldığını ve mersiyeler söylendiğini yazar ve bu münasebetle de şu kıt’ayı kayd-eder;

Alp-er Tunga öldi mu

Issız ajun kaldı mu

Özlük öcin aldı mu

Emdi yürek yırtılur.

“Yani Afrâsyâb öldü; dünya ıssız kaldı; felek öcünü aldı. Şimdi onun devri ve devleti düşünülerek, yürekler yırtılmaktadır” (Kaşgalı, Divan, s.44, 164, 403; 11, s. 31). İskit-Saka Türklerinin efsanevi hakanı olarak bilinen Alp Er Tunga’nın ölümü M.Ö. 626’dır.

İslam kaynakları Uygur, Karahanlı ve Selçuklu hânedanlarının Afrâsyâb’a mensup olduklarını ifade ederlerken bu münasebetle, onu tarihi ve milli an’aneye uygun olarak Oğuz-Han ile birleştirmişleridir. Türklerin Afrâsyab’a Alp-er Tunga dedikleri rivayeti bazı İslâm kaynaklarına Tunga Alp şekli ile geçmiştir. Orhun kitabelerinde de mâtemi yapılan bir Tunga Tekin’e rastlanmıştır (Turan, 1969: 81).

Kaşgarlı Mahmud’un çağdaşı Yusuf Has Hâcib de Karahanlı hükümdarı Tabgaç Buğra Han’a armağan olarak sunduğu Türk Siyasetnamesi diyebileceğimiz Kutadgu Bilig adlı eserinde dünya hükümdarları içinde en adaletli olanların Türk hükümdarları olduğunu ve onların içinde adı meşhur olanın Taciklerin (İranlıların) Efrasiyab dedikleri Alp-er Tonga olduğunu kaydeder (Yusuf Has Hacib, 1991: 43).

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER