• Haberler
  • Gündem
  • 3 ceza, 2 tutuklama kararı: Patlayan cephaneliğin komutanlarına hapis cezası

3 ceza, 2 tutuklama kararı: Patlayan cephaneliğin komutanlarına hapis cezası

3 CEZA, 2 TUTUKLAMAAfyonkarahisar’da 2012 yılında 25 askerin şehit olduğu, 8’i asker 11 kişinin yaralandığı cephanelik patlamasıyla ilgili üzücü olayın duruşmaları Eskişehir'de başlamış, sonra Afyonkarahisar'a nakledilmişti. Türkiye'yi sarsan mühimmat patlaması davasının kararı dün verildi. Afyonkarahisar 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nden tutuksuz yargılanan sanıklar Albay Veysel Özbay ile Binbaşı Ali Duran'a 13 yıl 4 ay hapis cezası [&hellip]

3 CEZA, 2 TUTUKLAMA
Afyonkarahisar’da 2012 yılında 25 askerin şehit olduğu, 8’i asker 11 kişinin yaralandığı cephanelik patlamasıyla ilgili üzücü olayın duruşmaları Eskişehir’de başlamış, sonra Afyonkarahisar’a nakledilmişti. Türkiye’yi sarsan mühimmat patlaması davasının kararı dün verildi. Afyonkarahisar 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nden tutuksuz yargılanan sanıklar Albay Veysel Özbay ile Binbaşı Ali Duran’a 13 yıl 4 ay hapis cezası verilerek hükmen tutuklanmalarına karar verildi. Ayrıca her iki sanık hakkında mahkemeden; üç yıl boyunca askerlik mesleğinden uzaklaştırılmalarına, hükmün açıklanmasının geri bırakılması ve ertelemeye yer olmadığına, hükmen tutuklanmaları doğrultusunda yakalama emri çıkarılması kararı çıktı. Mahkeme heyeti Özbay ve Duran hakkındaki kararı oybirliği ile verdi. Üsteğmen Tuncay Aydın’a 6 yıl 8 ay hapis cezası verildi. Aydın’ın askerlik mesleğinden bir yıl uzaklaştırılmasına, hükmün açıklanmasının geri bırakılması ve ertelemeye yer olmadığına, adli kontrol tedbiri uygulanarak yurt dışı çıkış yasağı konulmasına oy çokluğu ile karar verildi.
ÜÇ CELSEDE KARARA BAĞLANDI
Hatırlanacağı üzere Afyonkarahisar’da 5 Eylül 2012 tarihinde el bombalarının depolandığı cephanelikte meydana gelen patlamaya ilişkin davaya bakan Eskişehir Hava Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Mahkemesi’nin anayasa değişikliği sonrası kaldırılması üzerine 2017/385 sayılı dosyanın ilk celsesi 24 Ekim 2017 tarihinde Afyonkarahisar 1. Ağır Ceza Mahkemesinde görülmeye başlanmıştı. İkinci celse 18 Aralık 2017 tarihinde görülürken dosya dün karara bağlandı.
FETÖ BAĞLANTISI ARAŞTIRILMADI
Karar celsesinde ilk olarak şehit yakını davacılar ve avukatlarına söz verildi. İddia makamının sanık Albay Veysel Özbay’ın beraatını talep eden mütealasını kesinlikle kabul etmediklerini belirten davacı avukatları askeri düzen içerisinde komutanın haberi ve bilgisi olmadan mühimmat deposunda çalışma yapılamayacağını belirtti. Sanık avukatlarınca dosya kapsamında emrin kim tarafından verildiğinin net olmadığına da vurgu yapılan karar duruşmasında Türkiye’nin en büyük 38’nci cephanelik deposunda kameraların sahte olduğu beyanı ile olayın kapatılmaya çalışıldığı belirtildi. Öte yandan inceleme heyetinde yer alan bilirkişilerin FETÖ bağlantılarının araştırılmadığı da ifade edildi.
24 ŞEHİT YAKINI KATILDI
Duruşmaya katılan şehit yakınları Esra Kapar, Halise Öztürk, Metin Şalgam, Münire Şalgam, Fuat Şalgam, Döndü Düger, Ali Fatih Düger, Haydar Düger, Bekir Ergenç, Satı Ergenç, Songül Akkuş, Figen Mahi Dülger, Zekayi Fırat Dülger, Ercan Kartal, Ali Taştan, Zekine Taştan, Arzu Gedik, Seçil Karaca, İhsan Aydın, Meryem Aydın, Hüseyin Aydın, Yiğit Naim Şahin, Hasan Kaya, Emine Kaya avukatlarının beyanına katıldıklarını ifade etti. Şehit Murat Düger’in yakınları şehidin kusurlu olduğu iddiasına katılmadıklarını belirtirken tüm şehit yakınları sanıkların en ağır şekilde cezalandırılması görüşünü sıkça tekrarladı.
“TİYATRO BU MAHKEMEDE DE SÜRMESİN”
Şehit yakını Bekir Ergenç, üç sanığın en ağır biçimde cezalandırılmasını isterken, ���Afedersiniz keserin suçu var da sapının yok mu? Sayın Savcının Albay Veysel Özbay’ın mütealasına katılmıyorum” dedi. Şehit yakınları avukatlarının dile getirdiği şekilde sanıkların olası kasttan cezalandırılmasını talep etti. Zekayi Fırat Dülger, askeri mahkemede başlayan yargılama sürecini tiyatroya benzeterek, “Yargılamanın başladığı askeri mahkemeden işin başından beri bir tiyatro sürüyor. Bu planlanmış bir süreç. Lütfen bu tiyatro bu mahkemede de devam etmesin. Lütfen zaman diyerek bizlerin söyleyeceklerini kısıtlamayın, toparlayın demeyin. Biz evlat kaybettik. Tırnak kaybettiniz mi?” sözlerine üzerine Mahkeme Başkanı, “Herkese yeterince süre veriyoruz” dedi.
HEYETTEN BİR HÂKİME ELEŞTİRİ
Zekayi Fırat Dülger, sanık Veysel Özbay’ın savcı tarafından istenilen beraatının neye göre istendiğini ve aynı mütealada FETÖ irtibatının belirtilmediğini kaydetti. Dülger, “Ben olayın sabotaj ve terör olduğuna inanıyorum. Çocuklarımızı oraya gönderdiler. Veysel Özbay’ın beraatını isteyen Sayın Savcı tırnak kaybetmedi” ifadesi üzerine Mahkeme Başkanı, “Görevlileri suçlamayınız. Sayın Savcı hukuki görüşünü belirtmiştir. Mahkeme heyeti olarak kararı biz vereceğiz” diye konuştu. Suçlama niyetinde olmadığını belirten Düger, “Biz mahkeme heyetini suçlamıyoruz. Biz suçlayacak olsak daha önceki celsede evlat kaybetmiş anne babalara saygısızca davranarak duruşma boyunca sol tarafınızda uyuyan hâkimi suçlardık. Sayın Savcının mütealasını reddettiğimi arz ediyorum. Konuşacak çok şey var. Mahkeme heyeti bizim gibi düşünmüyor. Birçok şeyi söyleyemiyoruz” şeklinde konuştu.
OLAYIN FETÖ BAĞLANTISI ARAŞTIRILSIN
Mahkeme Başkanı şehit yakını Düger’e “Söyleyecek ne varsa söyleyiniz” ifadesi üzerine Düger, “Nefret ediyorum, askeri mahkemeyi kınıyorum. Bizler 5,5 sene Eskişehir’e gittik. Buna hangi vicdan, hangi yargı, hangi yürütme müsaade eder? Mahkeme heyeti tiyatroyu devam ettirdi. Bu oyun 2-3 perdede kapanacak. Kusmak istiyorum, ağlamak istiyorum, evlat acısı çekiyorum. Sayın Savcı Veysel Özbay’ın beraatını istemiş. Kendi evladı da olsa bunu ister miydi? Olayın FETÖ bağlantısının araştırılmasını istiyorum. Özbay’ın beraatı yönündeki görüşü kabul etmiyorum” dedi. Duruşma sırasında bazı şehit yakınlarının gözyaşlarını tutamadığı görüldü.
“SABOTAJ
OLDUĞUNA
İNANMIYORUM”
Mahkemenin yanlış kişiler üzerinde kurulduğunu söyleyen şehit yakını Ercan Kartal, olayın sabotaj olmayacağını, konunun FETÖ ya da yakalanan MİT tırları ile ilgili olduğu düşüncesini açıkladı. Kartal, “Bu sözlerimden sonra ya beni döverler ya da bir ay sonra alırlar. Hasan Boncuk para ile tutulmuş bir şahittir. Bu çocuklar oraya bile bile gönderildi. Devletin ve Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nın yargılanması lazım. 25 can söz konusu. Yine de şehit olduklarına seviniyorum” ifadelerini kullandı.
“BANA EVLADI MI
VERECEK OLAN VAR MI?”
Şehit babası Ali Taştan, avukatların ve şehit yakın anne babaların sözlerine katıldığını, 5,5 yıldır uğraştıklarını söyledi. “Demek biz evlat vermemişiz. Ne vermişiz?” diye soran Taştan, ”Ben evladımı askere gönderdim. Çapa’daki DNA testlerinde 32 parça çocuklarımızla uymuyor. Bunun araştırılması gerek. Akıl sır ermiyor. Patlamanın olduğu en büyük depoda kamera yok. Altı kamera çalışmıyor. Ne oldu da bu kameralar çalışmadı? Sonra sahte oldu. Olaydan sonra çevreyi mahalle mahalle dolaştım. Söz vermelerine rağmen sonra köylüler şahitlik yapmadı. Olaydan bir hafta önce etrafın karışık olduğunu söylediler. Tırların gelip gittiğini belirttiler. Bu olayda Binbaşı Ali Duran ile Albay Veysel Özbay’ın suçu yok mu? Çocuklarımızın tabutlarında kemik parçası bile yoktu. Bizler 5,5 yıldır her geçen bayramlarda da çocuklarımızı görmedik. O yüzden buranın anıt yapılmasını istiyoruz. Adalet devletin temelidir denilir. Adalet halkın temeli olmalıdır. Ben evladımı göremiyorum. Bana evladımı verecek olan var mı? Ben 5,5 senedir taşı öpüyorum. Bu sanıkların hiç mi suçu yok? En ağır şekilde cezalandırılmalarını istiyorum. Kusurum olduysa af ola”
“HAKKIMI HELAL ETMİYORUM”
Şehit annesi Zekine Taştan çocuğunu 23 yaşında asker ocağına teslim ettiğini söyleyerek, “Ben çocuğumu 23 yaşında askere gönderdim. Devlet ise çocuğuma 25 gün sahip çıkamadı. Bu dünyada ve öte dünyada hakkımı kimseye helal etmiyorum” dedi. Bir şehit yakını avukatı üç sanığın da üst hadden cezalandırılmasını talep ederek, “Daha önceki mahkemelerde askeri mahkeme yargılaması sürecinde şehit ailelerine ‘Hoş geldiniz, nasılsınız?’ gibi yaklaşımlar oldu. Onlar buna tepkili. Bizler avukat sizler hâkimler ve savcı olarak mahkemeye alışkınız. Ama şehit aileleri değil. 25 kişinin öldüğü bir davada sanıklar 2,5 ay gibi kısa bir süre hapis yattı. Oysa tutuklama tedbirleri en ağır şekilde uygulanmaktadır. Sayın Savcının Veysel Özbay’ın beraatını istediği mütealasına katılmıyoruz” ifadelerine yer verdi. Şehit yakını Arzu Gedik, 5,5 yıl boyunca hayatlarında çok şeyin değiştiğini söyledi. Bir diğer şehit yakını Seçil Karaca, mühendis olarak özel sektörde bile üstlerin bilgisi ve izni olmadan bir şey yapılamadığına dikkat çekti. Karaca, 25 insanın hayatına mal olan bu olayın sorumlularının en ağır şekilde cezalandırılmalarını istedi.
“TALEBİMİZ OLASI
KASTTAN CEZALANDIRMA”
Delilerin düzgün toplanmadığını ve sanıkların kontrolünde olduğunu iddia eden şehit ailesi avukatı dosyada delillerin tam olarak toplanmadığını, kendilerine göre sanıkların olası kastla adam öldürme suçundan cezalandırılmaları gerektiğini yönünde görüş bildirdi. Bir davacı avukatı, “Ot yoldurma günlük bir faaliyet değildir. Türkiye’nin hiçbir yerinde gerçekleşmiş böyle bir çalışmadan bahsedilemez. Bu durumun göz önünde bulundurulmasını istiyoruz. Savaş ve olağanüstü bir durum yokken neden gece çalışması yaptırılırdı?” dedi.
KOMUTANA BİLGİ VE TEKMİL VERİLİR
Meslek olarak askerlik yaptığını belirten şehit yakını Yiğit Naim Şahin, olay sırasında kışlada nöbet amiri olan sanık Üsteğmen Tuncay Aydın’ın sanık Albay Veysel Özbay’ın faaliyetten haberi olmadığı iddiasının doğru olamayacağını, her nöbetçi amirin komutanı bilgi ve tekmil verdiğini vurguladı. Şahin, zorunlu olmadıkça Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nın mühimmat ve silah işlemlerini gece yaptırmadığına dikkat çekti. Duruşmaya verilen 15 dakika aranın ardından ikinci bölümü CHP Afyonkarahisar Milletvekili Av. Burcu Köksal da izledi.
MAHKEME SALONUNDA
SERT TARTIŞMALAR
Duruşmaya katılmayan sanık Albay Veysel Özbay’ın avukatı daha önceki yazılı ve sözlü beyanları tekrarladıklarını belirtti. Müvekkilinin olaydan haberdar olmadığını ileri süren avukat ile bazı şehit yakınları arasında “yalan söyleme” konusunda sert tartışmalar yaşandı. Sanık Binbaşı Ali Duran’ın avukatı davanın karar aşamasına geldiğine inanmadıklarını belirterek izleyici şehit yakınlarıyla sözlü tartışmaya girdi. Avukat Mahkeme Başkanı’ndan, “Geçen sefer de böyle oldu. Savunmaya müdahale edenleri lütfen atın” dedi. Öfkeye kapılıp fenalaşma eğilimi gösteren şehit yakınları Satı Ergenç, Halise Öztürk, Esra Kapar duruşma salonu dışına çıktı. Karar açıklandıktan sonra şehit annesi Satı Ergenç duruşma salonu önünde fenalaşarak yere yığıldı. Ergenç ambulansla hastaneye kaldırıldı.
Duruşmaya katılan sanık Üsteğmen Tuncay Aydın karar öncesi yaptığı son savunmasında teknik ve idari açıdan suçu olmadığını ifade etti. Sanık Albay Veysel Özbay’a gerekli bilgileri verdiğini anlatan Aydın, “Komutanımız mühimmat işi yapılacağını biliyordu. Bize mühimmatın ‘Kafile kafile taşınacağını’ söyledi. Bir gün önce Binbaşı Ali Duran nöbetçi amirdi. Bölük Komutanı olarak Sicil Amiri olan Albay Veysel Özbay’a bilgi vermesi gerekiyordu. Bu olaya ilişkin benim kusurum söz konusu değil” dedi. Aydın son sözünde suçsuz olduğunu belirtti. Duruşmayı izleyen Binbaşı Ali Duran’ın eşine bazı şehit yakınları “Vicdanınız rahat mı?” şeklinde sorular yöneltilince Bayan Duran polis eşliğinde dışarıya çıktı. >> Burcu AYDIN’ın Haberi

Bakmadan Geçme