26 Ağustos: Geldik, Gitmeyeceğiz!

Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selma Yel, 26 Ağustos'un Türk tarihindeki önemine işaret etti

Afyonkarahisar Valiliği, Türk Tarih Kurumu (TTK) ve Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) iş birliğinde Türk Tarihinin Dönüm Noktası Büyük Taarruz ve 30 Ağustos Paneli’nde konuşan Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selma Yel, “1922’de Afyonkarahisar Muhaberesi ve buna bağlı olarak Yunanistan’ın küçük Asya seferindeki yenilgisi ve 1974’te ikinci Kıbrıs çıkartması sonucunda ‘Megali İdea’ ortadan kaldırılarak geri çekilmesi sonucu Yunan devletinin dar sınırlarının ciddi şekilde çekilmesi olarak düşünülüyor” dedi. Millî mücadele tarihindeki savaşlarda yer ve tarihin nasıl tespit edildiği hakkında bilgi veren Yel, ‘Sakarya zaferinin ardından hemen büyük bir merakla beklenen taarruza geçilmemesinin nedeni milletin maddi ve manevi desteği verecek gücünün olmasını sağlamak, millet meclisini hazırlamak, orduyu hazırlamak gerekiyordu. Bu doğrultuda uluslararası anlaşmalar yapılarak da Türkiye’nin barışın yanında olduğu gösterilmeye çalışılıyor ve zaman kazanılıyordu’ diye konuştu.

ZAFERLER AYI AĞUSTOS

Türk liderlerin büyük zaferleri daima Ağustos ayına denk getirdiğini söyleyen Yel, “Ağustos ayı Batı Anadolu’da iklim açısından fırsatlar getirmiştir. Yağmurlar bitmiş, toprak kurumuş olacaktı. Böylece doğal yollar ortaya çıkmış olacak, bu yolla silah ihtiyacımız karşılanacaktı. Askere iaşe çıkarabilmek için tarla sürülmüş ve ürünler ambara kaldırılmış olacaktı. Dolayısıyla askeri doyurmak gibi bir derdimiz de olmayacaktı” ifadelerini kullandı. Yel, Mustafa Kemal Atatürk’ün Büyük Taarruz Meydan Muharebesinin 26 Ağustos 1922’de başlamasını Malazgirt Meydan Muharebesinin 26 Ağustos 1071’deki zaferiyle ilişkilendirerek, Türk tarihinin öncelilik değil süreklilik olduğunu gösterdiğini belirtti. Prof. Dr. Yel, “Bu tarihsel bağların kurulmasının Türk milletinin geçmişteki zaferlerle olan bağlarını güçlendirmek ve bağımsızlık mücadelesinin önemini vurgulama amaçlı karar Türk tarihinin güçlü kökleriyle aidiyet kurmanın da önemini göstermektedir” diye konuştu. 26 Ağustos’un tarihte Türk milletinin istiklal direnişinin bir simgesi haline geldiğini belirten Yel, “Malazgirt Savaşı Türklerin Anadolu’ya girişi açısından büyük bir öneme sahipken Büyük Taarruz da milli mücadelenin en belirleyici nihai noktasında Şark meselesini Türk milleti adına olumlu bir şekilde sonuçlandırmış ve ‘gitmiyoruz; Anadolu’da ebediyen kalıyoruz’ demiştir. Zaferin bu anlamda sembolik olarak birleştirilmesi milli kimlik ve egemenlik anlayışını pekiştirmektedir” ifadelerini kullandı. Son olarak batının desteğini almadan Yunanistan’ın Türklerle girdiği mücadelelerde başarılı olamayacağını sözlerine ekleyen Yel, “Küçük Asya harekâtı bize Türkiye’ye karşı gelecek planlar her şeyden önce gerçeklik payına sahip bir stratejinin geliştirilmesi ve güçlü uluslararası ittifakların sağlanmasını gerektirdiğini öğretmiştir” ifadelerini kullandı.

Bakmadan Geçme