• Haberler
  • Gündem
  • 25 sanığın duruşması görüldü – Kocatepe Gazetesi

25 sanığın duruşması görüldü – Kocatepe Gazetesi

25 SANIĞIN YARGILAMASI YAPILDIAfyonkarahisar 2. Ağır Ceza Mahkemesinde FETÖ/PDY yargılamaları kapsamında 14 Eylül Perşembe günü sabah duruşmalarında tutuklu sanıklar Abdullah Selvi, Hakan Tehnel, Mustafa Ünal, tutuksuz sanıklar Fatma Gül Bozkurt, Ali Sabuncu, Esin Toprak, Şule Morgül, Mensure Yıldız'ın davaları görüldü. Öğleden sonraki celselerde tutuksuz sanıklar Nazlı Türk, Ufuk Atasoy Yaman, Kenan Bulut yargılandı. Tutuklu sanıklar [&hellip]

25 SANIĞIN YARGILAMASI YAPILDI
Afyonkarahisar 2. Ağır Ceza Mahkemesinde FETÖ/PDY yargılamaları kapsamında 14 Eylül Perşembe günü sabah duruşmalarında tutuklu sanıklar; Abdullah Selvi, Hakan Tehnel, Mustafa Ünal, tutuksuz sanıklar Fatma Gül Bozkurt, Ali Sabuncu, Esin Toprak, Şule Morgül, Mensure Yıldız’ın davaları görüldü. Öğleden sonraki celselerde tutuksuz sanıklar; Nazlı Türk, Ufuk Atasoy Yaman, Kenan Bulut yargılandı. Tutuklu sanıklar Mehmet Yaman, Âdem Olgun, Leyla Mart, Recep Dişli, Muzaffer Selek, Kader Üstündağ, Yusuf Yorgancı, Furkan Enes Erciyas, Ahmet Topyıldız, Akif Özkılınç, aynı dosya da ise İlker Demir, İsmail Biçer, Osman Uysal, Yakup Koçpınar’ın davaları görüldü. Aynı dosyada bulunan tutuksuz sanık Cemil Er’in rahatsızlığı nedeniyle hastanede olduğu, sanık Mehmet Eren’in ise arandığı için duruşmaya katılmadıkları öğrenildi.
ÜÇ CEZA, BİR TAHLİYE
Afyonkarahisar 2. Ağır Ceza Mahkemesinde 14 Eylül Perşembe günü yapılan yargılamalar sonucu; Tutuklu sanık Âdem Olgun’a 6 yıl, 3 ay hapis cezası verildi. Olgun hükümle birlikte tahliye edildi. Tutuklu olarak yargılanan Recep Dişli ve Muzaffer Selek’e 8 yıl, 3 ay hapis cezası verildi. Dişli ve Selek’in tutukluluk durumu devam ediyor. Diğer sanıkların duruşmaları ileri bir tarihte görülecek.
SELVİ’NİN DOSYASI BİRLEŞTİRİLDİ
Tutuklu sanık Abdullah Selvi, silahlı terör örgütüne üye olma, dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik suç isnadıyla yargılanıyor. Selvi’nin iddianamesinde; 2010 yılındaki KPSS’de Genel Yetenek ve Genel Eğitim Bilimleri sınav sorularını günler öncesi elde etmek, bu sınavdan yüksek başarı elde ederek memur olmak, silahlı terör örgütüne üye olup haksız kazanç elde etmesi var. Öte yandan sanık Abdullah Selvi’nin hakkında Ankara’dan gelen bir dosya daha bulunuyor. Eylemin bütünlüğü kapsamında iki dosyanın birleştirileceği öğrenildi.
“TAMAMEN EMEĞİMLE BAŞARILI OLDUM”
Hakkındaki suçlamaları reddeden Abdullah Selvi, Öğretmen Lisesi’ndeki eğitimini başarıyla tamamlayıp Gazi Üniversitesi’nde Sosyal Bilgiler Öğretmenliğinden 2008 yılında mezun olduğunu kaydetti. Mezuniyeti akabinde hazırlanmadan KPSS’ye girdiğini, dolayısıyla başarılı olmadığını aktaran Selvi, “İlk girdiğim sınavda başarısız olmam normaldi. Çünkü mezun olur olmaz çalışmaya başladım. Sınava hazırlanamamıştım. 2009 yılındaki sınav zorluydu. Çalışamamış sınavda da soru çözmede zamanı yönetememiştim. Ama 2010 yılındaki sınava düzenli, planlı çalıştım. Genel kültür dersleri zaten branşımdı. Genel Kültür Testlerinde başarılı olmam benim adıma normaldir. Genel Yetenek Testlerine ise zaman ayırarak çalıştım. 2010 yılındaki KPSS’de kopya iddiası gerçek dışıdır. Ben sınavda tamamen emeğim ve yeteneğimle başarılı oldum” dedi.
“TALİMATTAN HABERİM OLSA
BANKA ÖNÜNDEN GEÇMEZDİM”
Duruşmadaki ifadesinde sınavda ezberlemeye ve hatırlamaya yönelik sorular sorulduğunu söyleyen Abdullah Selvi’ye sınavda yüksek başarı elde eden iki kişi ile aynı bölgede tespit edilen telefon sinyali olduğu belirtildi.  İddianamesinde ismi geçen sınavda yüksek başarılı olan kişileri tanımadığını iddia eden Selvi, örgüt elebaşının 2014 yılı başında Bank Asya’ya destek talimatından sonra kesinlikle para yatırmadığını da ileri sürdü. Abdullah Selvi, banka hesabında birikimlerin değerlendirdiğini söyleyerek, “Talimattan haberim olsa bankanın önünden bile geçmezdim” dedi. 2010 yılında göreve başladığı Afyonkarahisar Kamu Hastaneleri Birliği Devlet Hastanesi İdari Biriminden KHK ile ihraç edildiğini belirten Selvi, “2012 yılında göreve başladım. KHK ile ihraç edildim. Silahlı terör örgütüne üye değilim. Örgütle bağım yok. Eğer örgüt bağım olsa, devlete sızma girişimim olsaydı çok daha iyi kadrolara atanabilirdim” diye konuştu.
“MAHREM İMAM” İDDİASI
Sınav durumuna yönelik bilirkişi raporunu kabul etmeyen Abdullah Selvi’nin örgütün “Mahrem İmamlar” dosyasında “mahrem imam” olarak yer alması nedeniyle 12 aydır tutuklu olduğu öğrenildi. Ayrıca Selvi’nin dünkü duruşmasına mazeret bildirerek katılmayan ÖSYM avukatının mazereti mahkemece kabul edildi.
SON SAVUNMALAR İÇİN SÜRE VERİLDİ
Tutuksuz yargılanarak dün sabah hâkim karşısına çıkan sanıklar; Fatma Gül Bozkurt, Ali Sabuncu, Esin Toprak, Şule Morgül ve Mensure Yıldız’a karar öncesi yapacakları son savunmalara hazırlık yapmaları için süre verildi.
“YAPI İLE ALAKASI VAR MI BİLMİYORUM”
Esin Toprak’ın duruşmasında tahliye edilen Cansu Çetin SEGBİS bağlantısı ile tanık olarak dinlendi. Mahkeme Başkanı Çetin’e sanık Esin Toprak’ın FETÖ yapısı ile bağlantısı olup olmadığını, bu anlamda ismini duyup duymadığını sordu. Çetin, “2013 yılında Dazkırı’da Şahika Kız Öğrenci Yurduna geldim. Yönetim Memuru olarak 1 yıl çalıştım. Kollukta verdiğim ifade de kendisini ismen tanıdığımı söylemiştim. Şahsen yurtta görmedim. Eşi esnaftı. ‘Esin hanım eşidir. Bunlar çok iyilerdir’ şeklinde duymuştum. Yapı ile alakası olup olmadığını gerçekten bilmiyorum” ifadelerini kullandı.
“İFADE AVUKAT YANINDA
VERİLDİ” HATIRLATMASI
Mahkeme Başkanı tanık Cansu Çetin’e, Dazkırı’da yapının bayan mütevelli heyetinde Ülkü Yıldız, Mensure Yıldız, Latife Kaplan isimlerinden oluştuğu yönündeki iddiayı hatırlatması üzerine Çetin, “Ben mütevelli kelimesinin anlamını bilmiyorum. Böyle bir ifade kullanmadım. Polis isim isim sordu. Rahatsızdım, ifadem gece yarısından sonra alındı. Rahatsızdım okumadan imzaladım” diye konuştu. Çetin’in bu beyanları üzerine Mahkeme Başkanı, “İfadenizi avukatınızın yanında vermişsiniz” hatırlatmasında bulundu. Sanık Esin Toprak da tanık Cansu Çetin’i tanımadığını söyledi.
TEHNEL’İN DOSYASI İNCELENECEK
Hakan Tehnel ve Mustafa Ünal duruşmaya tutuklu olduğu Silifke Cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlandı. Tutukluluğu devam eden Tehnel’in dosyası karar yönünden incelemeye alınacak. Hakan Tehnel duruşmada verdiği ifade de, “Etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanma talebinde bulundum. Hatırladığım, bildiğim isimleri vererek devletime yardımcı olmak istedim. Hain terör örgütünün çökertilmesini istiyorum. Bu örgüt hem beni hem de ailemi mağdur etti. Bylock programını 2016 yılında duydum. Tahliyemi ve beraatimi talep ediyorum” şeklinde konuştu.
“BİSMİL İMAMI VE
SOHBET HOCASI DEĞİLİM”
Duruşmaya Diyarbakır Cezaevi’nden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlanan eski Öğretmen Mustafa Ünal’ın tahliye talebi reddedildi. Öğretmenken Diyarbakır’ın Bismil ilçesi örgüt imamı olduğu iddiasıyla yargılanan Mustafa Ünal’ın tahliye talebi reddedildi. Ünal’ın bir sonraki duruşmasında bir tanık dinlenecek. Ünal, örgütün Bismil İmamı ve sohbet hocası olduğu iddialarını reddetti. 14 Eylül Perşembe günü öğleden sonra devam eden ilk celsede Nazlı Türk SEGBİS bağlantısı ile hâkim karşısına çıktı. Türk, ilerleyen tarihte yine SEGBİS bağlantısı ile duruşmaya katılacak.
“SUÇ TEŞKİL EDECEK
BİR ŞEYE BULAŞMADIM”
Önceki celsede adli kontrol şartıyla tahliye edilerek yargılamasına tutuksuz devam edilen Kenan Bulut, örgüt bağlantısı olan şirketteki hissesini 17-25 Aralık 2013’ten önce 2011 yılında devir ettiğini, örgütün medya ayağında yer alan Zaman Gazetesine, öğrenci çocuklarına sınav hazırlığı için test kitapçığı vermesi nedeniyle abone olduğunu dile getirdi. Suç teşkil edecek bir şeye bulaşmadığını iddia eden Bulut, beraatini talep etti.
“PİŞMANIM KEŞKE YAPI
İÇİNDE ÇALIŞMASAYDIM”
6 yıl, 3 ay hapis cezası verilen ve hükümle birlikte adli kontrol şartıyla serbest bırakılan Âdem Olgun duruşmada verdiği ifadede, Bank Asya’ya talimatla para yatırmadığını, örgütle bağlantılı kurumlarda ailesinin rızkını kazanmak için çalıştığını söyledi. Otel toplantısı olarak beş yıldızlı termal otelde Elektronik Fatura Seminerine katıldığını dile getiren Olgun, facebook hesabındaki paylaşımları kendisinin yapmadığını işyeri bilgisayarında şifresinin açık şekilde bulunduğunu kaydetti. Olgun, “Facebook paylaşımlarını ben yapmadım. Kızımın gittiği okul şirkete bağlı okuldu. Zaman Gazetesi aboneliğini sonlandırdım. Bu kurumlarda çalıştığıma pişmanım. Keşke bu yapı içinde çalışmasaydım. 14 aydır tutukluyum, eşim çalışmıyor ailecek mağduruz. Silahlı terör örgütüne üye değilim. Üzerime atılı suçu kabul etmiyor, tahliyemi ve beraatimi talep ediyorum” dedi.
YAMAN’IN TAHLİYE TALEBİ REDDEDİLDİ
AKÜ Tıp Fakültesi’nden KHK ile ihraç edilen tutuklu sanık eski Prof. Dr. Mehmet Yaman ve tutuksuz olan eşi Ufuk Atasoy Yaman’ın ikinci duruşması önceki gün görüldü. Her iki sanık tıbbi çevrelerden bazı isimlerin tanık olarak dinlenmesini talep etti. İki kez tutuklandığını her seferinde bizzat teslim olduğunu söyleyen Mehmet Yaman, delil karartma durumu olmadığını, kaçma durumu bulunmadığını belirterek tahliyesini istedi. Mahkeme heyeti oybirliği ile yargılamanın genişletilmesi talebinin dosyaya yenilik katmayacağına karar verdi. Yaman çiftinin duruşması ileri tarihte görülecek.
BAYAN MART TEKRAR SORGULANACAK
Tutuklu bulunduğu cezaevinden SEGBİS ile duruşmaya bağlanan Leyla Mart, etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanma talebinde bulundu. FETÖ’ye bağlı kurumlarda terör örgütü olduğunu bilmesi halinde asla çalışmayacağını söyleyen Leyla Mart, yapıdaki kişileri dindar insanlar olup, hayır işleri amacı güttüklerini sandığını kaydetti. Mahkeme Başkanı Leyla Mart’a, etkin pişmanlık hükümlerinin mahiyetini bilip bilmediğini sordu. Sanık Mart’ın etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanma talebi ilgili birimlere iletilecek. Sanığın talebi çerçevesinde ilgili birimlere ifade vermesinin uygun olacağına karar verildi.
DİŞLİ’YE 8 YIL, 3 AY
8 yıl, 3 ay hapis cezası verilen ve tutukluluğu devam eden Recep Dişli, Sandıklı ilçesinde Yunus Emre ve Taptuk Emre türbelerinin iyileştirilmesi amacıyla kurulan derneklere üye olduğunu kaydetti. Örgütle müzahir olduğu belirtilen şirkete ticari amaçla hissedar olduğunu, kar edemeyince 80 bin liraya aldığı hissesini 4 yıl sonra aynı bedelle devrettiğini anlatan Mahkeme Başkanı Dişli’ye, İl İmamı Muhammed Hoca kod adlı Mehmet Kaya’nın da bulunduğu örgütün otel toplantısına katılımını sordu. Dişli, “Otele hanımın tedavisi için gitmiştim. Otel toplantısından haberim yoktu. Aramada ele geçirilen bir doların örgütsel anlamı yoktur. Oğlumun düğününden kalmıştır. 26 yıl imam olarak devletime, milletime hizmet ettim. Suçsuzum, tahliyemi ve beraatimi istiyorum” dedi.
“VAKİT KALIRSA DERS ÇALIŞIRDIK”
Tutuklu bulunduğu cezaevinden SEGBİS ile duruşmaya bağlanan Kader Üstündağ’ın celsesinde Şahika Kız Öğrenci Yurdu’nda bir dönem kalan öğrenci A.S’nin talimatla alınan ifadesi okundu. A.S isimli öğrenci, “2012 yılında Dazkırı Anadolu Lisesine başladım. Şahika Kız Öğrenci Yurduna yerleştim. O dönem üniversite öğrencisi olduğunu bildiğim Kader Üstündağ Yurt Müdürü Emine Şipal’le ayın odada kalıyordu. Kader Üstündağ bize yatsı ve akşam namazlarından sonra tesbihatı zorunlu kılmıştı. Ayrıca 30 dakika kitap okumakta zorunluydu. Kader Üstündağ Fethullah Gülen’in kitaplarını da okumayı zorunlu kılmıştı. Daha sonra yurda Latife Kaplan ardından Kübra Aktaş geldi. 2015 yılının yarı döneminde Havva Metlek geldi.  Kader Üstündağ’ın 2016 yılı Haziran ayında Yurt Müdürlüğü görevi sona erdi. Yurtta dönem sonu kamplar düzenlenirdi. Kader Üstündağ da kampta bulunur kamp programının uygulanmasını zorunlu tutardı. Bizler vakit kalırsa ders çalışırdık. Perdeci Şirin ablaya, Naciye ablaya, Şerife Korkmaz’a, Mensure hanımın evlerine yemeklere götürülürdük. Yemeğin ardından dua edilirdi” ifadelerini kullandı.
“BYLOCK’U BİRLİKTE YÜKLEDİK”
Üstündağ’ın duruşmasında tanık olarak dinlenen Havva Metlek duruşmaya SEGBİS ile bağlandı. 2015 yılının Ekim ayı sonunda Şahika Kız Öğrenci Yurduna Kübra Aktaş vesilesi başvurduğunu Müdür Yardımcılığı görevinde bulunduğunu anlatan Metlek, “Kader hanımla tanıştırıldığımda yurdun müdürü olduğunu düşünmüştüm. Kader hanımın annesinin ciddi rahatsızlıkları vardı. Bu nedenle memleketi Erzurum’a gidip gelmeye başladı. Ben 2016 yılının Ocak ayında evime döndüm. Bildiklerini anlattım. Bylock programını Kader Üstündağ’ın yüklediğini söylemiştim. Sosyal medya hesaplarının güvenli olmadığını belirterek bu programdan görüşeceğimizi söyledi. Programı ikimiz birlikte yükledik. Önceden verdiğim ifademi doğrularım. Öğrenci A.S’yi çok az tanırım. İsmi iddianame de geçiyor. Annesinin rahatsızlığı nedeniyle Erzurum’a gitmek zorunda kalan Kader’i idare edecek kadar yurtta kaldım. Yurtta bulunduğum sürede Fethullah Gülen’e ait kitaplara ve yine ona ait videoların izlendiğine rastlamadım” dedi.
“BYLOCK’U KADER ÜSTÜNDAĞ YÜKLEDİ”
Tahliye edilen Cansu Çetin Kader Üstandağ’ın davasında da tanıklık yaptı. Şahika Kız Öğrenci Yurdunda yönetim memuru olarak öğrencilerle ilgilendiğini söyleyen Çetin şöyle konuştu: “Beni işe Baş Müdür Latife Kaplan aldı. Bylocku Kader Üstündağ yükledi. Yanımda google playdan indirdiğinden sakıncalı olduğunu düşünmedim” Cansu Çetin’e Mahkeme Başkanı bylock yüklemesi sonrası eşleştirmenin nasıl yapıldığını sordu. Çetin, kullanıcı adı ardından şifre oluşturulduğunu anlattı.
“KADER’İN ANNESİ EVİME
GELDİ RAHATSIZ ETTİ”
Cansu Çetin, Mahkeme Başkanına bir konuda açıklama yapmak istediğini söyledi. İki ay önce sanık Kader Üstündağ’ın annesinin evine geldiğini belirten Çetin, “Kader Üstündağ’ın annesi iki ay önce evime gelmiş. O sırada biz evde yoktuk. Herkese beni sormuş. Aynı mahallede oturduğumuz teyzemi bulmuş. Kader’in annesi bana telefonla ulaştı. Telefonda, ‘Benim kızıma iftira atmışsın. Kızımın hiçbir şeyle ilgisi yok. Hemen git ifadeni değiştir. Kader bize senin psikolojik sorunların olduğunu söyledi” diyerek telefonu yüzüme kapattı. Mahallede de bu şekilde bağırmış. Biz rahatsız olduk” diye konuştu.
SANIK, TANIK
BEYANLARINI KABUL ETMEDİ
Tanık beyanlarının ardından ifadesi alınan sanık Kader Üstündağ, örgütün gizli haberleşme programı bylock yükleyicisi olduğu iddiasını ve tanık beyanlarını kabul etmedi. Üstündağ, durumun yanlış hatırladığını ileri sürdü. 13 aydır tutuklu olduğunu belirten Üstündağ, “13 aydır tutukluyum. Maddi, manevi sıkıntı çekiyorum. Ailem Erzurum’da. Annem, babam yaşlı insanlar. Ben Dazkırı’ya eğitim amacıyla gelmiştim. Örgütle bağım yok. Kaçmadım, saklanmadım, sorulara samimi cevaplar verdim. Kimseye de zorla bir şey yaptırmadım. Tahliyemi talep ediyorum” şeklinde konuştu. Üstündağ’ın tahliye talebi reddedildi.
SELEK DE CEZA ALDI, TAHLİYE EDİLMEDİ
8 yıl, 3 ay hapis cezası alan Muzaffer Selek tahliye edilmedi. Karar celsesinde yaptığı son savunmada üzerine atılı suçlamaları kabul etmeyen Selek, “Hakkımdaki suçlamaları kabul etmiyorum. Hiçbir zaman terör örgütü üyesi olmadım. Ticaret yapmak için şirkete ortak oldum. 2015 yılında şirketin yönetim kurulundan da ayrıldım. Bank Asya’ya talimatla para yatırmadım. Bank Asya’yı ticari amaçla kullandım. Tam aksine olan parayı çektim. Hakkımda dinlenilen tanıklar toplantılara katılmadığımı söyledi. Zaman Gazetesine dini kitap verdiği için abone oldum” dedi. Selek karar öncesi sorulan son sözünde, “Tahliyemi ve beraatımı istiyorum. Kesinlikle hiçbir şeye karışmadım. Mahkemenin takdirine saygılıyım, adaletinize güveniyorum” ifadelerini kullandı. Komiser Yardımcılığı gö-revinden ihraç edilen Yusuf Yorgancı hakkında, örgütün gizli haberleşme programı bylock programı tespiti, sohbet abiliği yaptığı yönünde tanık beyanı bulunuyor. Yorgancı’nın duruşması ileri tarihte görülecek.
“BÜYÜK BÖLGE İMAMLARI”
YARGILANIYOR
Silahlı terör örgütünü kurma veya yönetme suç isnadıyla aynı dosyada yargılanan tutuklu sanıklar; İlker Demir, İsmail Biçer, Osman Uysal, Yakup Koçpınar haklarındaki suçlamaları reddettiler. Aynı dosyada yargılanan tutuksuz sanıklardan Cemil Er’in rahatsızlığı nedeniyle duruşmaya katılamadığı, sanık Mehmet Eren’in aranıyor olduğu öğrenildi.
Sanıklar hakkında bir dönem örgütün Büyük Bölge İmamı ve bir dönem ilçe imamlıkları yaptıkları iddiaları var.
“İDDİANAME
DELİLSİZ KANAATLE HAZIRLANDI”
Sanık İlker Demir, 11 aydır tutuklu olduğunu, hakkındaki iddianamenin somut delil olmadan kanaatle hazırlandığını ileri sürdü. Başak Firması ile katıldığı turda Seyithan Biçer’in kendisini tur yetkilisi olarak tanıttığını anlatan Demir tahliyesini ve beraatini talep etti. Sanığın hakkında örgütün gizli haberleşme programı bylock kullandığı iddiası da var.
“BURASI MAHKEME
GÖSTERİ MERKEZİ DEĞİL”
Mahkeme Başkanı sanık İsmail Biçer’e isminin hemen her FETÖ dosya ve soruşturmasında geçtiğine dikkat çekti. Biçer de hakkındaki iddianamenin tanık ifadelerine göre hazırlandığını iddia etti. Duruşmada her fırsatta kamu görevlilerini itham etmeye kalkışan İsmail Biçer’e Mahkeme Başkanı, “Daha ilk savunmanızda kamu görevlilerini suçlamaya başladınız. Açıkça buna izin vermem. Burası mahkeme, gösteri merkezi değil. Devleti suçlama salonu değil. Kamu görevlileri hakkında ithamlarınız varsa Cumhuriyet Savcılığına başvurursunuz” sözleriyle sanığı uyardı.
SANIKLAR HAKKINDA
UĞUR MART’IN İFADESİ VAR
Etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanan örgütün Emirdağ İlçe İmamı Uğur Mart’ın örgütün Afyonkarahisar yapılanmasına yönelik ayrıntılı ifadeleri bulunuyor. Mart’ın sanıklar İlker Demir ve İsmail Biçer hakkındaki ifadeleri de dosyalarına eklendi. Mahkeme Başkanı her iki sanığa “Uğur Mart’ı tanır mısınız” diye sordu. Demir ve Biçer tanımadıkları cevabını verdi.
“BİR DÖNEM İLÇE İMAMIYDILAR”
Örgütün Emirdağ İlçe İmamı Uğur Mart ifadesinde, “Sanık İlker Demir’i Sinan adıyla tanırım. Kısa dönem Şuhut’un İlçe İmamlığını yapmıştı. İsmail Biçer’i İsmail diye tanırım. Bir dönem Büyük Bölge İmamlığı yapmıştı. Ayrıca Şuhut İlçe İmamı İsmail olarak bilirim” şeklindeki beyanları var.
KOÇPINAR SUÇLAMALARI KABUL ETMEDİ
Olmayan bir fiilden dolayı 14 aydır tutuklu olduğunu, tüm bunları hukuksal bir çerçeveye oturmadığını söyleyen sanık Yakup Koçpınar, örgütün finansal ayağı Bank Asya ile çalışmanın suç olduğunu gösteren bir yasaya rastlamadığını belirtti. Bylock kullanıcısı olmadığını, yurt dışına öğretmen olarak 15 tatilde maaile Umre yapmak için gittiğini, anne ve babasını termal otele götürmenin suç kabul edilmesi halinde bunu yapan binlerce kişinin olduğu şeklinde savunma yaptı. Örgütün Emirdağ İlçe İmamı Uğur Mart’ın ifadesinde Koçpınar için, “İsmini Yakup olarak bilirim. Bir dönem Büyük Bölge İmamlığı yaptı” bilgisini verdiği açıklandı.
MAHKEME BAŞKANI UYSAL’I DA UYARDI
Osman Uysal’a hakkındaki suçlamaları kabul etmedi. Mahkeme Başkanı Uysal’ı da, ”Esasa dair savunma yapınız. Hukuku suiistimal etmeyin” sözleriyle uyardı. Bank Asya’ya talimatla para yatırmadığını söyleyen Uysal için Uğur Mart’ın, “İsmini Osman olarak bilirim. İl İmamıyla birlikte gezerdi. Gerçek isminin Osman Uysal olduğunu şimdi sizden öğrendim” şeklinde ifadesi var.
USÜLSÜZ REDDİ HÂKİM TALEBİ
Duruşmaya rahatsızlığı gerekçesiyle hastanede olduğunu bildirerek katılmayan Cemil Er’in avukatı tarafından Mahkeme Başkanı ve mahkeme heyetinin tarafsız olmadıkları gerekçesiyle reddi hâkim talebinde bulunuldu. Mahkeme Başkanı, “Şarta bağlı usulsüz reddi hâkim talebinde bulunulamaz” dedi.
SANIK KIZINDAN MAHKEME BAŞKANINA
14 aydır tutuklu olan ve hakkındaki suçlamaları kabul etmeyen ihraç polis memuru Furkan Enes Erciyas’ın duruşması ileri tarihte görülecek. Sandıklılı çiftçi Akif Özkılınç, bylock içeriği geldikten sonra savunma yapacak. Komiserlik görevinden ihraç edilen Sanık Ahmet Topyıldız’ın tahliye talebi reddedildi. Sanığın 14 yaşında ki kızı Ş.T’nin Mahkeme Başkanına lösemi hastası annesinin fotoğraflarına da yer verdiği bir mektup yazdığı öğrenildi. Ş.T mektubunda babasının tahliyesini talep ediyor.
>> Burcu AYDIN’ın Haberi

Bakmadan Geçme