Nöbetçi Eczaneler
24 Nisan 2010 Cumartesi 03:00:00 Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 22 Nisan 1920 tarihinde “Temsilciler Kurulu adına Mustafa Kemal” imzasıyla yayımladığı “Tamim”indeki ifadesi ile “Mukaddes ve yaralı vatanın bağımsızlığı için” toplanmıştı Türkiye Büyük Millet Meclisi… Türk Yurdu’nun her köşesinden, her tebasından çağrılan temsilciler “Din ve devletimizin, vatan ve milletimizin selameti için” buluşmuşlardı Anadolu’nun bağrında.
Dün kurtuluşun müjdecisi olan bu kutlu davetin 90. yıldönümünü kutladık milletçe. Atatürk Stadı’nda gerçekleşen kutlamalar gerçekten görülmeye değerdi. Eksikleri yok muydu, onları sona saklayalım.
Çocukların Bayramı olan 23 Nisan adına yakışır bir şekilde, coşkuyla, neşeyle, cıvıl cıvıl kutlandı. Kanal 3 ve Karahisar Tv’nin baştan sona naklen yayın yapmaları törenlere verilen önemin bir göstergesiydi. Pek çok izleyici coşkuya ekranları başından ortak oldular.
Atatürk Stadı’nı dolduran binlerce çocuk ilk başta beklemekten sıkılsalar da tören komutları ile kendilerine geldiler.
Okullar arasında yapılan bilgi ve beceri yarışmalarında derece alan okullara ödülleri dağıtılırken bilgi yarışmalarında ilçe okullarının dereceleri toplamış olmaları, merkez okullarının ise beceri yarışmalarında kendilerini göstermeleri bir kez daha dikkatleri çekti.
Okulların bayraktarlarından oluşan Sancak Bölüğü geçerken tüm izleyenler bayrakları ayakta selamladı. Hemen önümüzdeki sıralarda törenleri konuk olarak izleyen Romanyalı öğrenci grubu, herkes birden ayağa kalkınca önce şaşırdı. Gruptakiler bu ayağa kalkışın Türk Bayrağı’na saygıdan olduğunu anlayınca ardı ardına fotoğraf çekip, bu saygı duruşunu ilgiyle izlemeye başladılar. Büyük-küçük herkesin bu vakur duruşu Romanyalı konuklara karşı onur verici bir durumdu.
“Açık-saçık olmuş” ya da “Çocukları sarmış-sarmalamışlar” yorumlarına engel olmak istercesine özenle ve dengeyle belirlenmiş rengarenk kıyafetler içerisindeki çocuklar, yine özenle seçildiği belli olan türküler eşliğinde figürlerini sergilediler. Türkiye’nin hemen her yöresini temsilen seslendirilen türküler sonrasında Türk Bayrağı ve Atatürk etrafında bütünleşen çocuklar, Millet’in Atatürk ve Bayrak etrafında nasıl kenetlendiğini temsil ediyordu. Gösterinin sonundaki Mehter Marşı ile bazı izleyiciler duygularına hakim olamayarak gözyaşlarını yavaşça akıttılar. Hemen yanımızda oturan İş-Kur Müdürü Kadir Hamikli bu isimlerden biriydi… En sondaki davul ve zeybek gösterisi de izleyenlerden büyük alkış aldı.
Atatürk Stadı’nı neredeyse tamamen dolduran Afyonkarahisarlılar 23 Nisan coşkusunu bir kez daha yaşadılar. Güneşten kaçanların oluşturduğu küçük boşluklar olsa da artık Afyonkarahisar’ın Atatürk Stadı’ndan daha büyük spor tesislerine ihtiyacı olduğu bir kez daha gözler önüne serildi.
Yukarıda bahsettiğimiz eksikliklere gelecek olursak. Eski törenlere kıyasla bu törende katılımcı okul ve öğrenci sayısının az olduğu gözlendi. Oysa daha önceleri hemen hemen tüm okulların törenlere katılımı sağlanır, her okuldan da bir çok öğrenci yürüyüşe katılırdı. Bu durum okullar ve öğrenciler arasında “onur” meselesi olurdu. Töreni katılma şansını elde etmek bir ayrıcalıktı. Hele bir de törende en iyi yürüyenin keyfi daha başka olurdu. Gösterilerde okulların ve öğrencilerin yaratıcılığı adına figürlere yer ve-rilirdi. Figürler daha zengin ve estetik olurdu. Bazı okulların öğrenci kuleleri hala zihinlerdedir. Sanki artık bu keyfin önemi kalmamış gibi bir hava sezinledik. Her okuldan seçme küçük gruplar yürüyüşe katılırken, yürüyüş düzenlerinin de pek özenli olmadığına, figürlerin dar kapsamda kaldığına dikkat ettik. Tören geçişinin göz bebeği olan minik ana okulu öğrencilerine İspanyol dansçı, Noel Baba gibi kıyafetler giydirilmişti. Bunların yerine milli kültüre yönelik kıyafetler olması da eleştiriler arasındaydı. Dedik ya, bunlar küçük eksiklikler, Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın coşkusuna gölge düşürmeyecek eksiklikler…
Tören sonrasında pek çok kişi, “Nerde eski bayramlar, bizim dönemimizde daha coşkulu, daha intizamlı” olurdu yorumunda bulurdu ama, bu bayramda da coşku ve intizam vardı. Yorumu yapanlar açısından eksiklik artık çocuk olmamalarıydı…
