23 Nisan’da neşe dolmak istiyor insan

25 Nisan 2011 Pazartesi 03:00:00
  Hani belleklerdeki tazeliği korur ya “Bugün 23 Nisan neşe doluyor insan.” dizesi.
Hakikaten neşe dolmak istiyor insan. Özellikle milli ve dini bayramlarda.
Ama ne dini ne de milli bayramları her iki hassasiyetimize uygun yaşayamıyoruz son yıllarda.
Her geçen yıl herkes dem vuruyor “Nerede benim çocukluğum ve gençliğimin bayramları.” diye.
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımızı ülke genelinde Cumartesi günü kutladık.
Millet Egemenliğinin sembolü TBMM’nin 91. kuruluş yıldönümü ve Türk çocuklarının dünya çocuklarıyla birlikte kutladıkları özel bir bayram.
23 Nisan Uulsal Egemenlik ve Çocuk Bayramı.
Cumartesi günü 23 Nisan’dı. Ama yakın geçmişe göre pek neşeli değildi insanlar.
En azından ben kendi adıma. Neşeli bir haliyeti ruhiyede değildim.
Görevimi tamamladıktan sonra evin yoluna koyuldum.
Yeşilyol Caddesinde konutlara, apartmanlara şöyle bir göz ucuyla baktım.
Ayyıldızlı Türk Bayrağımız ancak birkaç apartmanda dalgalanıyordu.
Ama bugün 23 Nisan’dı.
Bazı apartmanlarda ise birden fazla ikinci bir Türk Bayrağı gördüğüm zaman bunada şükür dedim içimden.
Milli bayramlarımızda ve günlerimizde, Gaziler ve Şehitler Günü gibi özel günlerde bayrağımızı asma-yacağız da ne zaman asacağız?
Milli reflekslerimizin kuvvetlendiği nice neşe dolu 23 Nisanları kutlamayı diliyor ve bu noktada dua ediyoruz.
Ulusal Egemenliğimizin 91. yıldönümü ve Çocuk Bayramı kutlu olsun.
Akören’de bayram gibi bayram yaşandı
Bu yılki 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını il merkezi yerine Sinanpaşa ilçesine bağlı Akören beldesinde kutladım.
Görev gereği gittiğim bu beldede bayram gibi bir bayram yaşandı.
Sinanpaşa Afyonkarahisar’ın en eski ilçelerinden biri. Ama tarihçesine göre bir gelişme kaydedemeyen talihsiz yörelerimizden de bir tanesi.
İlçe Afyonkarahisar-Antalya karayolu üzerinde. Ama acilen gelişmeye ve değişmeye ihtiyacı var.
Bu ilçemize bağlı Akören yerlileri tarafından Avren olarak da anılan bu beldemizde gelişmişlikten nasiplenemeyen bir yer.
Ama Akören İlköğretim Okulu öğretmenleri ve öğrencileri kısıtlı imkanlara rağmen vatansever ve kıymet bilir bir anlayışla 23 Nisan’ın bayram gibi kutlanmasını sağladılar.
Okul yönetimini, tüm öğretmenleri, öğrencileri ve velilerini canı yürekten kutluyorum.
Sağ olun var olun.
Milli, manevi değerlerimizin korunması, vatansever nesillerin yetiştirilmesinde vatandaş olarak üzerimize düşeni yapmak gerekiyor.
Sanata ve sanatkara
hürmetimiz var amma!
Uluslararası Türkiye Sirki ikinci kez 23 Nisan Cumartesi günü Afyonkarahisar’a gelerek 3 ayrı senasta gösteri sundu.
Sirk daha önce geçen yıl Mayıs ayında şehrimize gelmişti.
Sirk gösterisi yetişkinlerin ve çocukların alışkın olmadıkları bir şey değil.
Ama şehre ayağımıza kadar gelen bir gösteriyi de canlı olarak izlemek pek çok kişinin tercihi.
Sirkin kurucusu ve Sanat Yönetmeni Ulaş Cankurt diyaloga açık genç bir sanatçı.
Şahsının ve ekibinin başarılarının devamını dili-yorum.
Kendisi sahne arasında Karahisar TV’yi ve bizi bilgilendirdi.
Sirk 30 kişilik profesyonel bir kadrodan oluşu-yor.
Sayın Cankurt’un anlattıklarına göre sirk Türkiye’nin uluslararası standartlara sahip ilk ve tek sirki olma özelliğine sahip.
Gösteriyi fotoğraflamak için Atatürk Spor Salonu’na gidenler arasındaydım.
Salon bahçesine girmeden önce muhabir kimliğimi boynuma taktım.
Elbette yol geçen hanı değil. Ya biletle girip mi-safir adabıyla gösteriyi izelersiniz ya da görevli kimliğinizi gösterip görevinizi icra edersiniz.
Biletli kişilerin girmesini bekledim.
Tam kapasite dolmuşken kapıya yöneldiğimde aksi ve ters bir tutumla karşılaştım.
Beni dinlemeye katlanmayan görevliye meramımı anlatmak için kapatmaya çalıştığı kapıyı tutmak zorunda kaldım.
Kapıdaki görevliye basın mensubu olduğumu ifade ettim.
Kimlik istedi. Boynumda asılı olan ve bakan herkesçe görülebilecek kimliği gösterdim.
Görmediğini söyledi beyefendi. Kısa sinir harbinden sonra salona kimyam bozulmuş olarak girdim.
Hani görev olmasa çek git durumundaydım.
Bu kaba ve küstah tutum şahsıma özel değil. Zaten böyle olsa bunu sütünlara taşımazdım.
23 Nisan Çocuk Bayramı’nda evlatlarını sirke getiren anneleri de sirk ekibinden olan kapı görevlisinin azarlaması bardağı taşıran son damla oldu.
İnsanlar azarlanmak, afralı tafralı tavırlar görmek için sirk gösterisi izlemeye gelmiyorlar.
Ülkemizin ilk ve tek olma özelliğini koruyan Uluslararası Türkiye Sirki yönetcilerine şunu ifade etmek isterim; Asgari nezaket de uluslararası standartlarda yer almaktadır. İnsana insanca, misafire uygun bir adapta davranmak önemli.
Sanata ve sanatkara hürmetimiz var. Amma! Emek yoğunluğu arz eden, Allah’ın her kuluna bahşetmediği yeteneklerini sergileyen kişilerin eki-binnde yer ve görev verdiği kişileri iyi seçmesi de elzem sanırım.
CHP’de şaşkınlık uyandıran açılış
Cumhuriyet Halk Partisi’nin Seçim Koordinasyon Merkezi irtibat büroları 23 Nisan Cumartesi günü hizmete açıldı.
Hayırlı ve uğurlu olsun. Sade ve neşeli bir açılış oldu.
Gençler, milletvekili adayları el ele gönül gönüle halay çektiler.
Tüm konuklarla tek tek nazikçe ilgilendiler. Açılışa katılan herkes pozitifti.
Bürolar Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı gibi anlamlı bir günde hizmete girdi.
Seçim irtibat bürosunun biri Yeşilyol diğeri ise Kurtuluş Caddesi olmak üzere iki ayrı ana arterde faaliyet gösterecek.
Ancak her iki noktada yapılan açılış şaşkınlık uyandırdı.
Çünkü katılım bence beklenilen düzeyde değildi.
Hani deyim yerindeyse sen, ben, bizim oğlan gibi bir açılış oldu.
Beklenilen düzey derken en azından ön seçimde milletvekili adaylarını belirlemede oy kullanan delegelerin orada olmalarını kastediyorum.
Mutlak surette o kişilerede açılış bildirilmiş davet edilmiştir diye düşünüyoruz.
Yani il, merkez ilçe, gençlik ve kadın kolları örgütleri dışında yıllardır CHP’li olarak tanınan isimlerin dışında gözler başkaca kişileri de aradı
Ama ne hikmetse yoktular. İçten içede olsa “Burada ne oluyor” diyen vatandaşların dahi olmayışını yadırgadı insan.
CHP’nin 5 milletvekili adayı var.
Gel gelelim partinin birinci sıra adayı Av. Ahmet Toptaş ve ikinci sıra adayı Av. Hatice Gök dışında diğer milletvekili adaylarının afişlerine irtibat bürolarında yer verilmemesi de ayrı bir şaşkınlığa neden oldu.
Hoş açılışta gözler onları da aradı.
Siyasetin gerçekleri ortada.
Partinin oy potansiyeli yöredeki pozisyonu.
Ama madem bir yola baş koyuldu.
Ortak bir mücadele var.
Diğer milletvekili adaylarının da afişleri ve sloganlarıyla irtibat bürolarında yer alması gerekmez mi?