2020: SEVGİ YILI

Ne güzel söylemiş Yunus Emre Hazretleri: Sevelim Sevilelim. Dünya kimseye kalmaz…
Afyonkarahisar’da bir “sevgi meş’alesi” yakıldı. Orman ve Su İşleri eski Bakanımız Prof. Dr. Veysel Eroğlu ile Valimiz Mustafa Tutulmaz tarafından taşınan meşale, tüm kurumların, kuruluşların ve kişilerin ellerindeki diğer meş’alelere değdirilmeye çalışılıyor. Böylece ilk yakılan meşaledeki ışık ve enerji kaybolmadan tüm meşalelere bu ışık ve enerjinin yayılması amaçlanıyor.
2020 yılı Afyonkarahisar’da “Sevgi Yılı” ilan edildi. Bakan Eroğlu’nun fikir babalığı, Vali Tutulmaz’ın hamiliği ile “Sevgi Yılı” için epey mesafe kat edildi. Önümüzdeki günlerde kamuoyuna daha iyi yansıyacaktır bu durum.
Siyaseten bir hesap yok. Olmamalı da zaten…
Hem din için, hem millet için, hem devlet için, hem de her insan için önem arz eden bu proje nereden çıktı peki? Son dönemde ilimiz gösterdiği fiziki gelişim gündemde. Her fırsatta bundan bahsediliyor. Maddi anlamda bir şeyler oluyor, bir şeyler yapılıyor. Elbette ki eksikler, kusurlar var. Ama yapılanlar da var.
Yapılanların “maddi-fiziki” olanlarının etrafını “manevi güzelliklerle” doldurmak amacıyla bu işe başlanıldı. Yol yapıyoruz, bina yapıyoruz, baraj yapıyoruz vs… Ama insanlara, gönüllere ne yapıyoruz?
Şehrimizi “imar” ediyoruz da; “mamur” edebiliyor muyuz?
İşte buradan başlandı. Fiziken güzelleşme yolunda olan kentin insanlarının da ruhen, manen, edeben, ahlaken güzelleşmesi amacıyla bu yola çıkıldı. İyi ki de çıkıldı.
Afyonkarahisar ilinde sevgi, kardeşlik, iyilik yapma ve yardımlaşma, beşeri münasebetlerin geliştirilmesi, güler yüzlü davranış ve selamın yaygınlaştırılması, paylaşım, komşuların birbirini tanıması ve komşuluk münasebetlerinin geliştirilmesi ve benzeri hususlarda Türkiye’de örnek bir il olması hedefinin gerçekleşmesi için plan ve programların hazırlanıyor şimdi ardı ardına. Valilik işin başında. Tüm kurumlar görev almış konumda.
Öncelikli hedefler neler: Toplumsal birlikteliğin güçlendirilmesi. Sağlığın korunması. Aile içinde iletişiminin güçlenmesi. Afyonkarahisar halkımızın sevgi, saygı, iyilik, yardımseverlik, hoşgörü gibi ortak paydalarda buluşması. Selamın, güzel ahlakın ve güleryüzün yaygınlaştırılması.
***
Günümüzde pek çok şey maddiyata döküldüğü için insanlar bir birini sevmeyi bir külfet olarak görüyorlar. Günümüzde insanlar, aileler ve toplumlar maalesef büyük bir boşluk ve huzursuzluk içindeler. Bu boşluğun belki de en büyük sebebi sevgi eksikliği. Sevgi eksikliğini gidermenin yolu da kişi hem sevilecek, hem de sevecek ki bu eksiklik ve huzursuzluk ortadan kalksın.
Peki bunu nasıl yapacağız. Müge Anlı’nın programlarındaki gibi bir “Afyonkarahisar” imajını nasıl düzelteceğiz?
Mümkünse her bir kişiye dokunarak… Önce kendi iç dünyamızdan başlayıp, aile, komşu, mahalle ve ilin geneline yayılacak sevgi-saygı haleleri ile.
Tüm bu çalışmaların, toplantıların, plan ve programların temelinde bu yatıyor. Düşünmesi güzeldi. Harekete geçildi daha güzel oldu. İnşaAllah insanlara temas ettikçe, gönüllere dokundukça daha da güzel olacak. Bir kişi dahi olumlu etkilense yapılan onca çalışmaya ve gösterilen onca çabaya değer.
***
“Sevgi yılı” çalışmaları kapsamında ilimizin bir muhasebesi de yapılıyor. Doğrular-yanlışlar cetveli çıkarılıyor bir nevi.
Afyonkarahisar’ımıza dışarıdan gelen dostların bize ve ilimize yönelik bazı eleştirileri de bu manada yeniden gündeme geliyor. Bunların çoğunluğu “Afyon’u kötülüyor” maalesef. Bazılarında haklılık payı olsa da, pek çoğu haksızlık içeriyor aslında.
Şu iyi bilinmelidir ki; Dünyadaki herhangi bir kentte ya da Türkiye’nin herhangi bir mahallesinde ne kadar kötü ve kötülük varsa… Afyonkarahisar’da da ya da ilimizin bir mahallesinde de işte o kadar kötülük vardır. Bu şehir, bu toplum, içinde bulunduğu genel kütleden farklı değildir. Tüm kötüler, tüm fenalıklar bir şehirde toplanamaz. Bu Afyonkarahisar için de böyledir, başka bir kent için de. Önemli olan “düzelme” yolunda neler yaptığımız, yapabileceğimizdir.
Afyon’u ve Afyonlu’yu ne kadar seversek… O kadarını hak ederiz. Ektiğini biçmek gibi. Beklediğimiz yapabildiğimizden asla fazla olamaz.
Yapamadığımızı başkalarından beklemek doğru değildir.
Son söz: Sürdürebilirlik talimat ile zordur. Bu işlerde gönüllüğe ihtiyaç var gibi…