Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Hayriye Caner
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

2001 KRİZİ

22 Şubat 2001 tarihinde yani bundan tam 19 yıl önce, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, Koalisyon hükümetinin istikrar programını bırakıp dalgalı kura geçme kararı verdi. Türk Lirası, ABD doları karşısında yüzde 31, Alman markı karşısında yüzde 34 değer yitirdi. Bankalar döviz alım-satım fiyatları arasına büyük fark koydu, döviz büfeleri açılmadı. Dalgalı kura geçişin ilk gününde doların fiyatını 689 bin liradan 964 bin liraya çıkardı. Faizler yüzde 5 bin 200’leri gördü.
Ülkemizi derinden sarsan 2001 krizinde neler yaşanmıştı, hatırlayalım.
O dönemde yaşanan siyasi istikrarsızlık 2001 krizinin en büyük nedenlerindendir. Özellikle Şubat 2001’de Milli Güvenlik Kurulu toplantısında dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in dönemin Başbakanı Bülent Ecevit’e anayasa kitapçığı fırlatması ve daha sonra Başbakan yardımcısı Hüsamettin Özkan’ın anayasa kitapçığını bu kez Cumhurbaşkanı Sezer’e aynı karşılıkla fırlatması, aylar öncesinden sinyal vermeye başlayan krizi tetiklemiştir.
Piyasalar yaşanan bu siyasi gerginliğin ardından tabiri caizse ülke ekonomisi altüst oldu. Borsa yüzde 15 gibi tarihi bir düşüş yaşadı. 25 Şubat 2001’de gecelik faiz yüzde 7500’e kadar çıktı. Kamu bankaları büyük açıklar verirken, piyasa kontrol edilemez bir hal aldı. Bunun üzerine dönemin hükümeti piyasaları kontrol altına alabilmek için dalgalı kur sistemine geçti. Vatandaşı vuran kriz aynı zamanda yatırımcıları da vurmaya başladı. Tüm bunların sonucunda ülkede sermaye çıkışı hızlandı. Yurtiçi sermaye çıkışı da krizin diğer bir nedenini oluşturdu. Piyasanın kontrol edilememesi yatırımcılarda güven kaybı ve panik oluşturdu. Kasım 2000 ile Eylül 2001 tarihleri arasında ülkeden ciddi sermaye çıkışları oldu.
Yatırımcıların paniklemesi ve güven kaybı yaşaması sebebiyle yurtiçinde hızlanan ve ciddi oranda artan sermaye çıkışı Türkiye genelinde bütçe açıklarının finanse edilememesi ve şirketlerin batmasıyla sonuçlandı.
Bütçe açıklarının finanse edilememesi ve reel sektörde ciddi düzeyde şirketlerin batması aynı zamanda ülkede milyonlarca kişinin işsiz kalmasına da sebep olmuştu. İşsizliğin tavan yaptığı ekonomide esnaflar kepenk kapatarak protestolar yapmaya başlamıştı. Akıllarda kalan bu protestolardan en önemlisi hatta krizin simgesi, bir esnafın dönemin Başbakanı Bülent Ecevit’e yazarkasa fırlatmasıydı. Ocak ve Eylül aylarında 14 bin 540 şirketin batması ve işsizliğin artması hane halkını darboğaza sokmuştu. Ülke genelinde azalan tüketim harcamaları şirketlerin üretimlerini ve personel sayılarını azaltmasına neden olurken bu durum işsizliği daha da artırmıştı.
Siyasi istikrarsızlık, yatırımcıların paniğe kapılması ve sermaye çıkışının ardından yükselen faiz oranları da krizin nedenleri arasındadır. Bankacılık sisteminin kredileri fonlayamaması, yüksek faiz oranlarıyla nedeniyle tahvillere yatırım yapmayı tercih etmesi ve Merkez Bankası’nın yüksek faizler sebebiyle bütçe açıklarını finanse edememesi yükselen faizin sonuçlarındandır.
Doğu Asya krizi ülke ekonomisini çok fazla etkilemese de 1998’de Rusya’da yaşanan kriz Türk ekonomisini olumsuz etkilemiştir. Bu tarihlerde net sermaye akımının negatif seyir izlemesi ve iç borçlanma faizlerinin yükselmesiyle, maliye politikasının sıkılaştırılması büyüme hızının düşmesine neden olmuştur. 1999 Marmara Depremi’de dış kaynak kullanımının artışı ve ekonominin küçülmesiyle sonuçlanmıştır.
Allah ülkemizi böylesi krizlerden korusun.

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER