- Haberler
- Hayatın İçinden
- 1965'de 15 Ay Survivor Yaşayan 6 Genç
1965'de 15 Ay Survivor Yaşayan 6 Genç
Bir grup genç, sıkıcı yatılı okul hayatından kaçmak ve küçük bir macera yaşamak istedi.
Planları oldukça basitti: birkaç günlüğüne denize açılıp eğlenmek ve ardından geri dönmek. Ancak bu küçük macera, beklenmedik bir şekilde hayatlarını tamamen değiştiren bir hayatta kalma mücadelesine dönüştü. Açık denizde yakalandıkları sert bir fırtına, onları tarihin en inanılmaz kurtuluş hikayelerinden birinin başkahramanları yaptı.
Haziran 1965’te, yaşları 13 ile 19 arasında değişen altı Tongalı genç, yatılı okuldan kaçmak için küçük bir tekne çaldı. Bu yolculuk onlar için yalnızca birkaç gün sürecek bir kaçamak olarak planlanmıştı. Ancak ilk gecelerinde şiddetli bir fırtınaya yakalandılar. Rüzgar ve dev dalgalar tekneyi darmadağın etti, yelken ve dümen işlevsiz hale geldi. Açık denizde sürüklenen gençler, su basan teknelerinden suyu boşaltarak hayatta kalmaya çalıştı.
Tam sekiz gün boyunca aç ve susuz bir şekilde okyanusun ortasında sürüklendiler. Güçleri tükenmek üzereyken, uzaklarda küçük bir kara parçası gördüler: ‘Ata Adası. Ancak tekne artık kullanılamaz durumdaydı. Karaya ulaşabilmek için tahta parçalarına tutunarak tam 36 saat boyunca yüzmek zorunda kaldılar.
ISSIZ ADADA HAYATTA KALMA MÜCADELESİ BAŞLIYOR
İlk kıyıya ulaşan Mano oldu. Açlıktan ve susuzluktan bitap düşmüştü, ancak arkadaşlarına kıyıya vardığını haber vermeyi başardı. Böylece tam 15 ay sürecek olan hayatta kalma mücadelesi başladı.
Adada yiyecek ve su bulmak neredeyse imkansızdı. İlk başta yalnızca deniz kuşlarını avlayarak beslendiler. Günler ilerledikçe daha fazla yiyecek bulabilmek için adayı keşfetmeye karar verdiler. Üç aylık zorlu bir mücadelenin ardından, adanın yüksek kesimlerinde 19. yüzyıldan kalma terk edilmiş bir köy keşfettiler.
Burada yabani tavuklar, taro bitkileri ve muz ağaçları buldular. Bu keşif, onların açlıktan ölmesini engelledi ve hayatta kalma düzeni kurmalarını sağladı. Her biri belirli bir görev üstlenerek iş bölümüne gittiler. Bahçecilik, yemek pişirme ve nöbet tutma gibi sorumluluklar aralarında paylaşıldı. En büyük başarılarından biri de ateş yakmayı başarmalarıydı. İçlerinden biri, iki tahta parçasını birbirine sürterek kıvılcım çıkardı ve bu ateş tam 15 ay boyunca hiç sönmedi!
Moral bozmamak için geceleri şarkılar söylediler ve ağaç dallarından yaptıkları basit bir gitarla müzik yaptılar. Hatta bu süreçte beş farklı şarkı bestelediler. Birkaç ay sonra adadan ayrılmak için kendi sallarıyla kaçış girişiminde bulundular. Ancak yanlış yöne gittiklerini fark edince sal parçalandı ve geri dönmek zorunda kaldılar.
MUCİZEVİ KURTULUŞ
Tam 15 ay boyunca ıssız adada mahsur kalan gençlerin yaşadığı bile unutulmuştu. Aileleri onların öldüğünü düşünerek cenaze törenlerini bile gerçekleştirmişti. Ancak 11 Eylül 1966’da Avustralyalı balıkçı Peter Warner, uzaktan yanmış otlar ve duman izleri fark etti. Bu, adada birilerinin yaşadığına dair önemli bir işaretti.
Teknesiyle adaya yaklaştığında, karşısında çıplak, saçları uzamış ve vahşi bir görünüme sahip altı genç buldu. İlk başta onların mahkum ya da suçlu olabileceğinden şüphelendi. Ancak içlerinden biri İngilizce konuşarak kim olduklarını ve yaklaşık bir buçuk yıldır burada mahsur kaldıklarını anlattı.
İnanılmaz hikayelerine başta kimse inanmak istemedi. Warner hemen Tongan yetkililere telsizle haber verdi. Gelen yanıt, yaşananların ne kadar inanılmaz olduğunu gözler önüne serdi:
'ONLARI MI BULDUNUZ? BU ÇOCUKLAR ÖLDÜ SANILIYORDU. HATTA CENAZELERİ BİLE YAPILDI! EĞER GERÇEKTEN ONLARSA, BU BİR MUCİZE!'
Warner, çocukları Tonga’ya geri götürdü ve kasabada büyük bir kutlama yapıldı. Ancak gençleri yeni bir sürpriz bekliyordu: Kaçmak için kullandıkları tekneyi çaldıkları için haklarında hırsızlık suçlaması vardı! Ceza almaları beklenirken, Warner devreye girerek hikayelerini bir televizyon kanalına sattı. Elde ettiği parayla tekne sahibine ödeme yaptı ve suçlamaların düşmesini sağladı.
Ardından Warner, gençleri kendi balıkçı teknesinde çalışmaya davet etti. Aileleri de Warner’a büyük bir teşekkür ederek ona Tonga sularında ıstakoz avlama izni verdi. Böylece hem Warner hem de gençler için yeni bir hayat başlamış oldu.
İNSANLIĞIN UMUT VERİCİ BİR HİKAYESİ
Bu inanılmaz olay, ünlü 'Lord of the Flies' (Sineklerin Tanrısı) romanının tam aksine, insanların çaresizlik içinde bile birlikte çalışarak hayatta kalabileceğini gösterdi. Altı genç, 15 ay boyunca açlıkla, susuzlukla ve doğanın acımasız koşullarıyla mücadele etti. Ancak pes etmediler, organize oldular, birbirlerine destek oldular ve sonunda bir mucize ile hayata döndüler.
Onların hikayesi, insan ruhunun ne kadar güçlü ve dayanıklı olduğunu, umudun hiçbir zaman kaybedilmemesi gerektiğini kanıtladı.
Bakmadan Geçme
