1939'dan bu yana ayakta: Ali Çetinkaya Garı

Millî Mücadele'de işgalcilere karşı ilk kurşunu atan, düzenli ordu hâkimiyeti ele aldığında önemli görevlerde bulunan, Cumhuriyet'in kurulmasının ardından da İstiklâl Mahkemeleri'nde vazifelendirilen, Bayındırlık Bakanlığı yapan Ali Çetinkaya'nin ismiyle özdeşleyen Gar, yaklaşık 80 yıldır tüm heybetiyle yolcuları karşılıyor.Afyonkarahisar ve çevresindeki tren taşımacılığı eskisi kadar çok olmasa da, tren teknolojisi son yıllarda otobüs ve otomobillerin gerisinde kalsa [&hellip]

Millî Mücadele’de işgalcilere karşı ilk kurşunu atan, düzenli ordu hâkimiyeti ele aldığında önemli görevlerde bulunan, Cumhuriyet’in kurulmasının ardından da İstiklâl Mahkemeleri’nde vazifelendirilen, Bayındırlık Bakanlığı yapan Ali Çetinkaya’nin ismiyle özdeşleyen Gar, yaklaşık 80 yıldır tüm heybetiyle yolcuları karşılıyor.
Afyonkarahisar ve çevresindeki tren taşımacılığı eskisi kadar çok olmasa da, tren teknolojisi son yıllarda otobüs ve otomobillerin gerisinde kalsa da Ali Çetinkaya Garı, sıcaklığından bir şey kaybetmiyor.
YÜKSEK HIZLI TRENDE DE KULLANILMALI
Süleyman Demirel Üniversitesi Öğretim Görevlileri İlker Erkan ile Hasan Ş. Haştemoğlu, Mimarlık Dergisi’nde “Anadolu’da Modern Bir İstasyon Binası: Ali Çetinkaya İstasyonu” isimli makalelerinde Ali Çetinkaya Garı’nın özelliklerini anlattılar. Gar’ın Yüksek Hızlı Tren projesine de dahil edilmesini öneren İlker Erkan ve Hasan Ş. Haştemoğlu’nun yazıdaki vurguları özetle şöyle:
-Afyon İstasyonu 19 Temmuz 1939 yılında tamamlanmış ve hizmete açılmıştır. Daha sonra istasyona, 1934-39 yılları arasında Bayındırlık Bakanlığı yapan, 1939’da Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Ulaştırma Bakanı olarak görev alan ve aslen Afyon doğumlu olan Ali Çetinkaya’nın adı verilmiştir.
CUMHURİYET’İN
YERELDEKİ YANSIMASI
-1939’da tamamlanan Ali Çetinkaya istasyonu, 1895’te inşa edilen ilk istasyon binasının yaklaşık 500 metre doğusunda, kent merkezine doğrudan ulaşım sağlayacak biçimde kuzeybatı-güneydoğu yönünde konumlanmıştır.  Öyle ki, pek çok Anadolu kentinde olduğu gibi Ali Çetinkaya İstasyonu da, İstasyon Caddesi olarak adlandırılan bulvar ile kent merkezindeki Hükümet Konağı’na ve kent meydanına bağlanmıştır. Caddenin kendisi de istasyon binası gibi Cumhuriyetin ilkelerine göre içeriği belirlenen yeni düzene uygun, modern bir aks olarak ortaya çıkmıştır. Benzer biçimde istasyonun kent cephesinde yer alan, günümüze değin özgün niteliğini korumuş olan İstasyon Meydanı da bulvar boyunca devam eden modern peyzaj düzenlemelerinin devamı niteliğindedir. Diğer bir deyişle, istasyon binası sadece kütlesel mimarisiyle değil, çevre düzenlemesi ve kent merkezine bağlantısını sağlayan İstasyon Caddesi ile de modern Cumhuriyetin yereldeki yansımasıdır.
İKLİM KOŞULLARI GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURULDU
-Bina inşa edildiği dönemin ikinci ulusal mimarlık dönemi üslubunu yansıtacak biçimde dikey ve yatay hacimlerle yapılan bezemesiz, simetrik düzenlemelere, teras çatı ve geometrik cephe kompozisyonuna sahiptir. Tek katlı olarak yatayda gelişen istasyon binası, masif duvarları, geniş cam yüzeyli anıtsal girişi ve iki yöne uzanan kollarla simetrik yapısına karşın, sağ yan cepheye eklemlenen üç katlı lojman binası ve yükselen saat kulesi ile asimetrik bir forma kavuşmuştur. Saat kulesi gibi belirgin bir dikey öğeyle yatay bloğu birleştiren kütle kompozisyonu ve Afyonkarahisar’ın çetin kış koşullarına karşı uygulanan teras çatı dönemin mimari estetik anlayışının sonucudur.
-Bina paralel biçimde Avrupa’da istasyon mimarisinde ortaya çıkan değişimlerden de etkilenmiştir. Öyle ki, 1930-40 döneminde Avrupa’da yeni istasyon mimarisinde geniş tren hangarları, yerini, platformlar için bireysel konsol sundurma çatılara bırakmış; istasyonlar yatay yapıda tasarlanırken, yolcular ve trenler için tasarlanan alanlarda biçimsel ve fonksiyonel birliktelik kesin biçimde ayrılmıştır. İstasyonların yatay biçimde genişlemesine karşın, yükselen saat kuleleriyle farklı kompozisyonlar tasarlanmıştır. Almanya’da mimar Bonatz’ın tasarladığı Stuttgart İstasyonu yükselen giriş salonu ve saat kulesi açısından dikkat çekici bir örnektir. İtalya’da ise A. Mazzoni adlı baş mimar devlete ait demiryolu istasyonlarında tasarımlarıyla dönüşümde önemli rol oynamıştır. Projeleriyle 19’uncu yüzyıl istasyon mimarisinden ayrılan A. Mazzoni tasarımlarının temel karakteristik özelliği, masif duvarlar ve camlar ile açık-kapalı mekân ilişkisinde yoğunlaşması, yatay düzlemi vurgulamak için kapı sundurmas��nı uzatması, yüksek ve alçak bileşenlerin kurgusunda silindir ve paralelkenar gibi saf geometrik biçimleri kullanmasıdır. 1932’de Floransa’da inşasına başlanan Santa Maria Novella İstasyonu yeni istasyon mimarisinin manifestosu sayılmış, modern mimarinin şaheseri olarak görülmüştür. Elde edilen bu bilgiler doğrultusunda bir değerlendirme yapıldığında, Ali Çetinkaya İstasyonu’nun mekân örgütlenmesi ve cephe karakteristiği açısından dönemin Avrupa istasyon mimarisinden izler taşıdığı açıktır.
KORUMA ALTINA ALINAN BİNALAR ARASINDA
-Eskişehir Koruma Kurulu tarafından koruma altına alınan istasyon binası 2012 yılı itibariyle demiryolu istasyonu olarak kullanılmaya devam etmektedir. 2012 yılına kadar hiçbir kapsamlı onarım veya restorasyon çalışması geçirmeyen bina, 2012 yılında restorasyon projesinin hazırlanması sonrasında restore edilmeye başlanmıştır. İstasyon binasının elde edilen özgün projelerinden, plan şemasının ve cephe kurgusunun büyük ölçüde korunduğu görülmektedir. Binada birkaç kapı-pencere değişimi ve iç bölümündeki bazı mekân bölünmeleri dışında değişiklik yapılmamıştır. Gerçekleştirilen değişiklikler birinci sınıf bekleme salonunun toplantı salonuna, bayan bekleme salonunun müzeye dönüştürülmesi, sol kanat koridorunun bölünerek ofislere dönüşmesi şeklinde sıralanabilir. Diğer taraftan işlev kaybına uğrayan bavul teslim bölümü atıl durumda kalmış, binanın iki ucunda yer alan ıslak mekânlar çağdaş malzemelerle yenilenmiştir.
-Yapı günümüze kadar olan süreç içerisinde özgün mimari kimliğini ve fonksiyonunu korumuştur. Çeşitli iç ve dış etmenler nedeniyle bozulmaya uğrayarak basit onarımlar geçiren yapıda, asıl fiziksel sorunu teras çatı uygulamasından kaynaklanan su deformasyonları oluşturmuştur. Taş duvarlarda çürümeye, sıvalarda dökülmeye, ahşap elemanlarda bozulmaya neden olan su problemi, zeminde oturmalara ve keramiklerde çatlamalara yol açmıştır.
-Bölge koruma kurulunca koruma altına alınan ve restorasyon çalışmaları devam eden binanın, gelecekte hızlı tren bağlantısı sağlanacak Afyonkarahisar kentinde istasyon fonksiyonu ile kullanımına devam edilmesi, binanın daha uzun yıllar korunması için uygun olacaktır. (Kocatepe Haber Merkezi)

Bakmadan Geçme