'19 ay geçti, bilirkişi inlemesi yapılmadı'

Afyonkarahisar'da 5 Eylül 2012'de, Şehit Uzman Çavuş Mete Saraç Kışlası'nda meydana gelen patlamanın ardından, tartışılan 'patlayıcıların cinsi' sorusu yine gündemde. Genelkurmay Başkanlığı'nın konuyla ilgili açıklaması, şehit ailelerinin avukatı Altan Ulutaş'ı ikna etmedi. Ulutaş, patlamaya ilişkin karanlık noktaların aydınlatılmasını talep etti Mühimmat Depo'nun patlamasından sonra şehit olan askerlerin ailelerinin avukatlığını üstlenen Altan Ulutaş, Genelkurmay Başkanlığı'nın yaptığı [&hellip]

“19 ay geçti, bilirkişi inlemesi yapılmadı”

Afyonkarahisar’da 5 Eylül 2012’de, Şehit Uzman Çavuş Mete Saraç Kışlası’nda meydana gelen patlamanın ardından, tartışılan “patlayıcıların cinsi” sorusu yine gündemde. Genelkurmay Başkanlığı’nın konuyla ilgili açıklaması, şehit ailelerinin avukatı Altan Ulutaş’ı ikna etmedi. Ulutaş, patlamaya ilişkin karanlık noktaların aydınlatılmasını talep etti

Mühimmat Depo’nun patlamasından sonra şehit olan askerlerin ailelerinin avukatlığını üstlenen Altan Ulutaş, Genelkurmay Başkanlığı’nın yaptığı açıklamadan ikna olmadığını söyledi. Ulutaş, “Genelkurmay Başkanlığı, bir süre önce basına yaptığı açıklama ile; Afyonkarahisar 41’nci Mühimmat Bölüğünde 5 Eylül 2012 tarihinde meydana gelen ve 25 askerimizin şehit düştüğü cephanelik patlaması için yürütülen davada, Askeri Mahkeme’ye gönderilen kriminal dairelere ait raporların aksine açıklama yaparak, cephanelikte patlayan el bombalarının ateşleyicilerinde PETN (Plastik Patlayıcı Kimyasalı) bulunduğunu iddia etmiştir. Genelkurmay Başkanlığı, Askeri Savcılık ve Askeri Mahkeme tarafından değil, hiçbir teknik imkana sahip olmayan bizler tarafından, danışmanımız olan Bomba Uzmanı ve Kimya Mühendisi, Bilirkişi Süleyman Polat ile birlikte tespit ettiğimiz, yargılamanın seyrini değiştiren, kuşkuları daha da yoğunlaştıran bu gerçek bulgu için, Genelkurmay Başkanlığı’ndan yargılamayı etkiler şekilde ve gerçeğe aykırı olduğunu düşündüğümüz, böyle bir açıklamanın yapılması üzücüdür” dedi.
AVUKAT ULUTAŞ’TAN
YENİ SORULAR
Ulutaş, kamuoyunun aydınlatılması için bazı soruları da gündeme getirdi. Ulutaş, şu soruları sordu:
“Neden patlamanın üzerinden 19 ay geçmesine rağmen bu güne kadar, patlama yerinde bilirkişi incelemesi yapılmamıştır? Cephanelikte 15 saniye ara ile iki adet patlama meydana gelmişken, ilk patlama kraterinin ve ikinci patlama yerinin teknik ve bilimsel incelemeleri, toprak kimyasal analizleri neden yapılmamış, patlayıcı emareleri tespit edilmemiş, patlayan maddelerin cins ve özellikleri neden tespit edilmemiştir? Ana patlama yerinde hangi nedenlerle çukur oluşmadığı, neden yirmi kilometrekare alana dağılım olduğu açıklanmamıştır? Neden iki ton ağırlığındaki cephanelik kapısı bulunamamıştır? Patlamadan hemen sonra, yaralı kurtulan askerlere rütbeli kişiler tarafından neden basına açıklama yapmalarının suç olduğu söylenerek, kendilerinden basına açıklama yapmayacaklarını içeren imza ve taahhüt alınmıştır? Cephanelik nizamiyesinde kamera olduğunu tespit etmemize, bir tanığın nizamiyede kameralara ait monitör bulunduğunu ifade etmesine rağmen, cephanelikte kamera sisteminin bulunmadığına, nizamiyedeki kameraların korkutma amaçlı-sahte kamera olduğuna ilişkin resmi açıklamalar neden yapılmıştır ve bu kameralar aradan 19 ay geçmesine rağmen neden incelenmemiş, incelenmek istenmemektedir? Susurluk’taki 5 cephanelikten çıkarılan 248 ton bomba, Afyonkarahisar’daki 2 cephaneliğe, yönergelere tamamen aykırı şekilde neden doldurulmuştur ve henüz birliğe katılalı iki gün olmuş, hiçbir eğitim almamış şehit kısa dönem onbaşılara ve rütbelilere insanlık dışı çalışma yaptırılarak ve ceza vermekle tehdit edilerek, 45 günde yapılması gereken faaliyetin 4 gün içinde yapılması emri neden verilmiştir?” (Kocatepe Haber Merkezi)

Bakmadan Geçme