17. YILDÖNÜMÜNDE 17 AĞUSTOS DEPREMİ

17 Ağustos 1999 tarihinde binlerce insanın can verip binlercesinin hayatının tamamen değiştiği merkez üssü Gölcük olan büyük Marmara Depremi sabaha karşı 03:00 sularında gerçekleşmişti. Ölenler, yaralananlar, sakat kalanlar, parçalanan aileler, akıbetleri bilinmeyen kayıp olan insanlar ve hayatlar. Bilanço madden, manen ağırdı.
Marmara Depreminin 17’nci yıldönümünde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, geride kalanlara, bu travmayı yaşayanlara yine Yüce Allah’tan esenlik, kolaylık, sağlık huzur diliyoruz.
Günlerce, aylarca sürdü depremin yankısı. Televizyon kanallarının deprem alanlarından yaptığı canlı yayınlar. Sonrasında depremzedelerle yapılan röportajlar. Günler sonra göçük altından çıkarılan insanlar. Bitmek tükenmek bilmeyen umutlarla aranan kayıplar.
Sonra arka arkaya yapılan tartışmalar. Türkiye’nin deprem kuşağında bir ülke olmasına rağmen deprem gerçeği ile yüzleşme hazırlığının olmadığı temelinde süren tartışmalar. Akabinde Kandilli Rasathanesinin tahminlerini gölgeleyen deprem kahinlerinin yorumları. Falan zamanda, şu şiddette, şurada deprem olacak. Flaş açıklamalar sürdü gitti. Üzerine başkaca depremler oldu. Ama Marmara Depremi Türkiye için, birçoğumuz için milattı dersek herhalde yanılmış olmayız.
Deprem akabinde yapılan yayınlardan bir tanesi de “Depreme dayanıklı konutlar” başlıklı bir reklam panosu ele alınmıştı. Depreme dayanıklı denilen bina un ufak olmuş içinden tek bir canlı çıkmamıştı. Ayrıca deprem için ayrılan fondan da eğer hafızamız bizi yanıltmıyorsa bir lira gibi komik bir para çıkmıştı.
Deprem kuşağında olan Türkiye depreme hazır değildi. Şu anda hazır mıyız? İlgili ve yetkili çevrelerin vermesi gereken bir cevap olmakla birlikte en azından bilinç ve günlük hayat terbiyesi noktasında hazır olmadığımız ortada.
Kaçımızın evinde kapı girişinde formantesinde, dolabında deprem çantası var? Varsa ya da edinmeye niyetimiz var ise bu çantanın içinde olması gerekenlerin neler olduğunu biliyor muyuz? Bir miktar para, su, bisküvi, battaniye vd gibi olması gerekenlerden haberdar mıyız? Hazırlığımız var mı sözün kısası? El cevap hayır. En azından genelin ya da büyük bir çoğunluk için cevap hayır.
Doğal afetlerden biri olan günlük hayat gerçeklerinden deprem olasılığı noktasında bilinçli hareket etme duyarlılığı şart. Bu duyarlılığı kazanıp ondan sonra Allah’tan gelene tevvekkül etmek de inancımızın gereği. 17’nci yıldönümünde 17 Ağustos depreminde can veren insanlarımıza tekrar Allah’tan rahmet geride kalanlara sağlık, huzur diliyorum.