15 Temmuz’dan 6 ay önce “Kaçın” mesajı

Fethullahçı Terör Örgütü/ Paralel Devlet Yapılanması Silahlı Terör Örgütü soruşturmaları kapsamında açılan davalar, Afyonkarahisar 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye devam ediyor. Muhittin Özsu, Yusuf Erbaş, Zeynep Genelioğlu’nun tutuklu, Ahmet Çakmaktepe, Ali Yavuz, Basri Manış, Mustafa Karadana, Ömer Uğur, Süleyman Uluş, Süleyman Ünver, Yusuf Ahmet Çınar’ın tutuksuz olarak yargılandıkları davanın ilk duruşması gerçekleştirildi.“YURT DIŞINAÇIKIN” MESAJIDuruşmada savunma [&hellip]

Fethullahçı Terör Örgütü/ Paralel Devlet Yapılanması Silahlı Terör Örgütü soruşturmaları kapsamında açılan davalar, Afyonkarahisar 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye devam ediyor. Muhittin Özsu, Yusuf Erbaş, Zeynep Genelioğlu’nun tutuklu, Ahmet Çakmaktepe, Ali Yavuz, Basri Manış, Mustafa Karadana, Ömer Uğur, Süleyman Uluş, Süleyman Ünver, Yusuf Ahmet Çınar’ın tutuksuz olarak yargılandıkları davanın ilk duruşması gerçekleştirildi.
“YURT DIŞINA
ÇIKIN” MESAJI
Duruşmada savunma yapan tutuksuz sanık Mustafa Karadana, 2015’in sonlarına doğru örgüt hocalarından kendilerine “Taşınır, taşınmaz, hangi malınız varsa satın. Yurtdışına çıkın” dediklerini belirtti. Karadana, 2016’nın Nisan ayında da Perşembe akşamları, “Yarın operasyon olacak, polis evinize gelecek, Şehir dışına çıkın” diye mesaj atıldığını kaydetti. Mustafa Karadana, savunmasında şöyle dedi:
“BELEDİYE BAŞKANI’NA DA SÖYLEDİM”
“2008’de Seyithan Biçer, işyerime gelip sohbete davet etti. 2010 yılından sonra Harun Bakan hoca olarak geldi. 2013 yılında bir şirket kurulacağı söylendi. Bu şirketin ortakları arasında Yusuf Erbaş ve Orhan Sevim de vardı. O dönem, hükümetin de bu yapıyla arası iyi olduğu için şirketin içinde oldum. 17 Aralık 2013’ten sonra şirketten ayrılmak istedim, 25 Aralık’ta da bu şirketten ayrıldım. Fas’a ayakkabı satmak için gittim. Lübnan’a gittiğimde bir okulu ziyaret etmedim. 2013’te Bank Asya Müdürü geldi, ‘Bizimle çalış’ dedi. Pos makinesi aldım. 2014 yerel seçimleri sırasında AK Parti’nin değil, onun karşısındaki güçlü partinin desteklenmesi istendi. Ben bunu Belediye Başkanı’na da söyledim. 2013’ten sonra ayrıldım. Sohbet hocası Murat kodadlı Ekrem Karademir ya da Kandemir, ‘Biz burada Kur’an meali okuyoruz. Sen de sohbetlerden geri kalma’ diyerek telefonuma Bylock yükledi. Toplantılarda Fethullah Gülen’in kitapları okunur, CD’leri izlenirdi.”
Duruşmada tanık olarak dinlenen ve Mustafa Karadana’nın eşi olan Çağla Karadana da benzer ifadeleri kullandı.
DEVLET BÜYÜKLERİ
SÖYLEYİNCE GİTMEDİM
Tutuksuz sanıklardan Ahmet Çakmaktepe, hakkında atılı suçları kabul etmedi. Çakmaktepe, “Bende unutkanlık olduğu için elektrik, su gibi faturalara otomatik ödeme talimatı vermiştim. Bank Asya’da benim adıma görünen hesap hareketlilikleri bunlardır. Devlet büyüklerimiz söyledikten sonra toplantılara gitmedim” diye konuştu.
MEHMET EREN
TELKİNDE BULUNDU
Tutuksuz sanıklardan Ali Yavuz da savunmasında şu ifadeleri kullandı:
“Sohbetlere katıldım. HÜRSİAD’da üyeliğim vardı. Lütuf A.Ş.’nin belli bir zamanda ortağı oldum. Otel toplantılarına katıldım. Otel toplantılarında şehir dışından gelen kişiler konferans verirdi. Bank Asya’ya para yatırdığım doğrudur. Aynı tarihlerde başka bankalara da para yatırdım. Mehmet Eren, bana geldi, Bank Asya’ya para yatırmam doğrultusunda telkinde bulundu. Ben de yatırdım. 15 Temmuz’dan sonra bunların terörist olduğunu anladım.”
“İŞİN İBADET BOYUTUNDA
BİLE DEĞİLİM”
Tutuksuz sanıklardan Basri Maniş ise kendisinin Bylock kullanmadığını, Erkan Karademir’in işyerine gelerek kablosuz internet bağlantısını kullandığını, Bylock’un O’nun tarafından yüklenmiş olabileceğini belirtti. Maniş, “Cumhurbaşkanımızın dediği gibi işin ibadet boyutunda bile değilim” şeklinde konuştu.
“NEDEN SÖYLEM DEĞİŞTİRDİNİZ” DİYE SORDUM
Davanın tutuklu sanıklarından Muhittin Özsu ise sosyal demokrat yapıda bir insan olduğunu, 2000 yılına kadar örgüte mesafeli durduğunu, 2000 yılında babasını kaybedince içine düştüğü manevi boşluk sonunda bu örgüt toplantılarına başladığını, kendisini Murat Taner’in davet ettiğini söyledi. Özsu, “Seyithan Biçer, ofisime çok gelirdi. 17-25 Aralık olmadan önce dershane problemi ortaya çıktı. Bir gün hükümet aleyhine söz söyleyince ben de ‘Şimdiye kadar hükümeti destekliyordunuz. Neden söylem değiştirdiniz’ diye sordum. Zaman Gazetesi protestosunun önünden tesadüfen geçiyordum. Eski arkadaşlarımı gördüm. Afyon’da böyle şeyler pek olmazdı. Meraktan gittim” ifadelerini kullandı.
“BANK ASYA’YA
YATIRILAN PARADAN HABERİM YOK”
Tutuksuz sanıklardan Ömer Uğur ise, örgütle Sezai Dindoruk vasıtasıyla tanıştığını, 2013’e kadar bağlantısının devam ettiğini, Afyonkarahisar’da iyi okulların kurulması düşüncesiyle hareket ettiğini belirtti. Uğur, “Brüksel’e gittim. Vali, Bayat Kaymakamı, Ticaret ve Sanayi Odaları’nın başkanları ile Bayat Kilimleri’nin tanıtımı amacıyla gittim. Bank Asya’ya 100 bin lira yatırdığım söyleniyor. Bu paranın sonra dolara çevrildiği söyleniyor. Benim böyle bir paradan haberim yok. Bank Asya’ya konuyu sorduğumda da paranın çekildiği, hesabın kapatıldığı iletildi. Ben bu 100 bin lirayı iddianamede gördüm” dedi.
“HÜRSİAD’IN
TOPLANTILARINA KATILDIM”
Davanın tutuksuz sanıklarından Süleyman Ulaş da şu ifadeleri kullandı:
“2008’de askerden geldim. 2009’da HÜRSİAD Genel Sekreteri Necmettin Yılmaz beni ziyaret etti. Biz yumurtacıyız, ihraç ediyoruz. İstanbul’da TUSKON’un fuarlarından bahsetti. 2010’da büyük fuara katıldım. HÜRSİAD’ın toplantılarına iş çevremi geliştirmek için katıldım.”
“OLAYIN CİDDİYETİNİ
15 TEMMUZ’DA ANLADIM”
Tutuksuz sanıklardan Süleyman Ünver ise kullandığı iddia edilen Bylock’un Erkan Kandemir tarafından yüklendiğini söyledi. Ünver, Kandemir’in işyerine geldiğini, zaman zaman telefonuyla başka yerleri aradığını belirtti.
Tutuklu sanık Yusuf Erbaş da Afyonkarahisar’daki gezek kültürünün devamı olarak gördüğü toplantılara gittiğini, Bank Asya’nın yanı sıra Türkiye Finans, Albaraka Türk ve Kuveyt Türk’te de hesabı olduğunu aktardı. Erbaş, “Biz milletin malına sahip çıktığımızı zannediyorduk. Kandırıldım” dedi.
Tutuksuz sanık Yusuf Ahmet Çınar da telefonunda gizli haberleşmeye yarayan Eagle programının bulunduğunu, bu programın dua paylaşımı için kullanıldığını söyledi. Çınar, “Olayın ciddiyetini 15 Temmuz’da anladım” dedi.
BİR SONRAKİ CELSE 24 NİSAN’DA
Tanıkların dinlenmesinden sonra mahkeme heyeti ara karar verdi. Bir sonraki celsenin 24 Nisan’da gerçekleştirilmesi kararlaştırılırken, tutuklu sanıklar Muhittin Özsu, Zeynep Genelioğlu ve Yusuf Erbaş’ın tutukluluk hallerinin devamı, tutuksuz sanıklardan Ali Yavuz, Basri Manış, Mustafa Karadana, Süleyman Uluş, Süleyman Ünver, Yusuf Ahmet Çınar’ın tutuklanması uygun görüldü.
>> Murat ARISOY’un Haberi

BU KADAR
YARDIMLA TÜRKİYE’DE FAKİR KALMAZ
Afyonkarahisar İkinci Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Hayati Karaaslan, sanıkların savunmalarında “Yardım ettik” cümleleri karşısında şu ifadeleri kullandı:
“Yargılamanın başından beri aynı söylemle karşılaşıyoruz. Bu kadar yardım etseniz, Türkiye’de fakir kalmaz. İnsan üzülüyor. İki sokak ötedeki ihtiyaç sahibine 1 lira para vermezsiniz. Genel konuşuyorum. Buraya yardım yapıyorsunuz, yardımın yerine ulaşıp ulaşmadığını takip etmiyorsunuz.”

FETÖ’DE CEZALAR BELLİ OLUYOR

Fethullahçı Terör Örgütü/ Paralel Devlet Yapılanması Silahlı Terör Örgütü
davasında akademisyen ve memurların
celselerinde cezalar verildi

FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü davaları Afyonkarahisar İkinci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Ayrı ayrı yapılan celselerde şu kararlar çıktı:
Harun Şahin: 9 yıl 9 ay, Sinan Ulu: 9 yıl, Ahmet Bal: 10 yıl 6 ay, Ümit Duran: 8 yıl 7 ay, İlhan Topuz: 10 yıl 6 ay, İbrahim Türkmenoğlu: 10 yıl 6 ay, Veli Gümüş: 9 yıl, Ali Kaya: 8 yıl 6 ay, Elif Kaya: Beraat.
Tutuklu Fehmi Akın’ın duruşması 17 Nisan’a, Ömer Özbulut ve Abdurrahman Genç’in duruşmaları 27 Nisan’a ertelendi.

Bakmadan Geçme