'15 Temmuz yardımların yüzü suyu hürmetine atlatıldı'
Erkmen Belediyesi tarafından düzenlenen “Erkmen’de Bahar Şenliği” programı 15 Nisan Pazar akşamı Erkmen Belediyesi düğün salonunda gerçekleştirildi.ERKMEN GÜZEL BELDE Programın konuşmacısı Sıtkı Aslanhan, Erkmen Belediyesi gibi güzel bir belde de olmaktan duyduğu memnuniyeti ifade etti. Acilen yola çıkması gerektiği için Kur’an-ı Kerim tilavetinden önce sunumuna başladığı için dinleyicilerin hoşgörüsüne sığınan Aslanhan, “Affınıza sığınıyorum. Elbette öncelikle [&hellip]
Erkmen Belediyesi tarafından düzenlenen “Erkmen’de Bahar Şenliği” programı 15 Nisan Pazar akşamı Erkmen Belediyesi düğün salonunda gerçekleştirildi.
ERKMEN GÜZEL BELDE
Programın konuşmacısı Sıtkı Aslanhan, Erkmen Belediyesi gibi güzel bir belde de olmaktan duyduğu memnuniyeti ifade etti. Acilen yola çıkması gerektiği için Kur’an-ı Kerim tilavetinden önce sunumuna başladığı için dinleyicilerin hoşgörüsüne sığınan Aslanhan, “Affınıza sığınıyorum. Elbette öncelikle programa Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başlamak gerekirdi. Ama burayı çok seviyorum. Acilen yola koyulmam gerekiyor. İki sene önce tatil için Afyon’a geldiğimizde sağ olsun Ahmet Hocam bizi misafir etmişti. Burada çok değerli kayınpederinin, ağabeyimizin bahçesinde ‘Burası ne kadar güzel bir yer’ demiştim. Her sene güzel bir etkinlik yapılıyor diye duyduğumuzda inşallah bir tanesi de bize nasip olur demiştik. Sağ olsun Erkmen Belediye Başkanı Memduh Kuş bizi davet etti. Yoğun bir program nedeniyle öncelik benim konuşmamam verildi. Bu nedenle affınıza sığınıyorum” dedi.
HUZUR VE MUTLULUK YOLU SAMİMİYET
“Yüreğimizden geçenleri paylaşacağız. Ama beni çağırmakla iyi mi ettiler kötü mü ettiler birlikte göreceğiz. Canınıza okuyacağım haberiniz olsun” diyen Aslanhan, “Program bitiminde nereden getirdik bu adamı diyeceksiniz ama iş işten geçti. Ben 18 yıldır bu işlerle uğraşıyorum. Her yerde soruyorlar. Sokakta, havaalanında nerede yakalasalar ‘Ya hoca memleket sıkıntılı, aileler problemli’ diyorlar. Şu an Türkiye de neredeyse eşi ile problemli olmayan kimse yok. Hasbel kader eşi ile problemi olmayan güzel bir aile varsa, onların da çocuklarıyla problemi var. Çocuğu ile problemi olmayan yok. Diyorlar ki, ‘Mutlu ve huzurlu bir yuvanın yolunu bize söyle’ Valla bende yıllardır onu arıyorum ama daha bulamadım. Bulan olursa çıkışta bana söylesin bende uygulayayım. Ama şunu söyleyebilirim; Yüzlerce madde sayabilirim. Mutlu ve huzurlu olmanın yolunu kısaca bir cümle ile ifade etmem istenirse, tek bir kelime söylerim. Samimiyet. Mutlu bir yuvanın yolu samimiyetten geçiyor” diye konuştu.
SAMİMİYET YAKALANIRSA SIKINTI KALMAZ
Seminer yoğunluğundan dolayı bireysel görüşme yapamadığını, ancak özellikle boşanma sürecine giren çiftler olduğunda “başım gözüm üzerine” diyerek kabul ettiğini anlatan Aslanhan, “Boşanma sürecinde ki çiftleri kabul ediyorum. Gelin derdinizi anlatın yardımcı olayım diyorum. Geldiklerinde onlara ilk olarak şunu söylerim; sorarım; Hanımefendi, beyefendi siz boşanmaya karar verdinizde birde şu Sıtkı hocayı dinleyelim diye geldiyseniz bilin ki ağzımla kuş tutsam size bir faydam olmaz. Ama siz bu evliliği sürdürmeye niyetliyseniz, samimiyseniz Allah’ın izniyle bir yolunu bulur bu evliliğin devam etmesine bizde bir katkı sağlarız. Bana önce bir niyetinizi söyleyin. Maalesef bugün Türkiye de anneler ‘anneymiş’ gibi yapıyor. Babalarda ‘babaymış’ gibi davranıyor. Çocuklarda ‘çocukmuş’ gibi yapıp anne ve babayı parmağında oynatıyor. Ne zaman ki biz o okuma-yazma bilmeyen ‘cahil’ dediğimiz analarımızın ve babalarımızın çocuk yetiştirmede ve evliliklerinde ki o samimiyeti yakalayabilirsek Allah’ın izniyle bizlerde de bir sıkıntı kalmayacak” şeklinde konuştu.
“BAYRAM DİYE BİRŞEY KALMADI”
Aile ilişkisinde samimiyetin kaybolmasıyla bugün “bizi biz yapan” temel değerlerin kaybedildiğinden yakınan Sıtkı Aslanhan şöyle konuştu: “Bakın bu milleti birarada tutan; Ümmet olma şuurunu aşılayan, kardeşliğimizi pekiştiren bizim temel dini bayramlarımız var. Ramazan Bayramı ve Kurban Bayramı bizi biraraya getiren en önemli iki bayramımızdır. Bir taraftan da milli bayramlarımız var. Onlar tek gün olduğu için oraya girmeyeceğim. Bizi asıl ilgilendiren konu dini bayramlarımızdır. Son zamanlarda artık dini bayramlarımız tatil oldu. Bayramlara o gözle bakılıyor. Aralık ayında bir yerde oturuyoruz. Arkadaşın biri dedi ki, ‘2018 takvimine bir baksana bayramlar 10 gün tatil olacak mı?’ Şimdi herkes üzülüyor. Bu sene Ramazan Bayramı Cumartesi-Pazar’a denk geliyor. On gün tatil yapamayacağız diye. Bayramlar tatil değil ki be kardeşim. Bayramda tatile gidiyor.”
EN GÜZEL BAYRAM KURBAN BAYRAMI
En güzel bayramlardan bir tanesinin Kurban Bayramı olduğunu belirten Aslanhan şunları söyledi: “En çok bunu Kurban Bayramında yaşadım. Kusura bakmasınlar sağ olsunlar zaten bayanlar sayesinde kurban diye birşey kalmadı. ‘Kurban falan getirme. Git bir vakfa ver.’ Vicdansız bende bir vakfa veriyorum tamam ama hadi buralarda bir tane keçi, tosun bir şey al. Çocuklar görsün yaşasın. Bayram sabahı belli bir yaş üzerinde ki çocukları kurban kesilecek yere götürün. Kurbanın nasıl kesildiğini görsünler. ‘Aman çocuğu götürme kan görmesin korkar’ Çarşamba akşamı Ertuğrul ağabey kelleleri götürüyor. Kan gövdeyi götürüyor. Onu izlerken korkmuyor da Allah için kesilen kurbandan mı korkacak. Oysa kurban kesildikten sonra kızım, oğlum şunu al komşumuza, şunu filancaya götür. Kurban etimizi tatsın bize dua etsin denilmelidir. Allah aşkına çocuklarımızı bayramlaşmaya götürebiliyor muyuz? Misafir geldiğinde çocuklarımızı odalarından çıkaramıyoruz. Ne kadar güzel Erkmen’de bir bahar şenliği programı düzenlenmiş.”
“KÖLN’DE 12 İSTANBUL’DA
150 PENCEREDE
NOEL BABA VARDI”
Allah’ın Müslümanlar’a bahşettiği güzel kandil geceleri ve güzel bayramların çocuklarla kutlanıp yaşanmaması halinde çocukların yılbaşı gecelerini kutlayacağını belirten Sıtkı Aslanhan sözlerine şöyle devam etti: “Eğer çocuklarınızla kandilleri ve bayramları kutlamazsanız o çocular gider yılbaşı gecelerini kutlar. Gider elin Hristiyanı’nın başka şeyini kutlar. 31 Aralık gecesi Almanya’nın Köln kentindeydim. Akşam programım vardı. Gündüz bütün şehri özellikle gezdim. Tek tek saydım. Toplam 12 evin penceresinde Noel Baba vardı. Bizim İstanbul’da mahallede 150 evin penceresinde Noel Baba vardı. Hristiyanlar yılbaşı falan kutlamıyor. Sağ olsunlar bizimkiler daha fazla kutluyor.”
EN ÖNEMLİ DOĞUM GÜNÜ PEYGAMBERİMİZİN Kİ
Çocuklarımıza kendi kültürümüze ait güzellikleri yaşatmak durumunda olduğumuzu belirten Arslanhan, “Kandilleri nasıl yaşıyoruz? Cenaze töreni gibi. Bizler bazı kandilleri farklı kutlarız. Mesela Peygamber Efendimizin dünyaya geldiği gün yani binlerce peygamberin ümmeti olmak için can attığı bir peygambere Allah beni ümmet olma şerefine nail etmiş. Bir Müslüman için bu geceden daha mutlu ve güzel bir gece olabilir mi? Eşimin, kızımın, çocuğumun doğum günü nedir ki Sevgili Peygamberimin doğum gününün yanında? Biz günler öncesinden hazırlık yaparız. Salonda her yere ‘İyi ki doğdun Sevgili Peygamberim. Sana ümmet olmak ne büyük şeref’ diye. Yüzlerce balon alırız. Çocuklar salonda saatlerce ilahilerle, salâvatlarla oynarlar. Balonları balkondan aşağı atarız çocuklar ve komşular balonları toplar. Komşular sorarlar hayrola diye. Peygamberimizin doğum gününü kutladığımızı söylediğimizde ‘Hangi peygamber’ diye sorulunca Sizinkini bilmem ama bizim Peygamberimiz Hz. Muhammed’in doğum günü deriz. Gece 00.00’a doğru çok güzel bir pasta alırım. Bir kişi geçenlerde ‘Hocam pasta olur mu?” dedi. Sizde ekmek kadayıfı alın. Çocuklara alacağım en güzel hediyeleri o akşam alırım. Bizim çocuklar yıl boyunca Peygamberimizin doğum gününe kaç gün kaldığını sorarlar” dedi.
15 TEMMUZ DA UÇURUMDAN DÖNÜLDÜ
Müslümanların yaşam kültürüne has kandil geceleri ve bayram günlerinin önemini örneklerle desteklediği anlatımıyla vurgulayan Sıtkı Arslanhan, “Biz bugünleri güzel yaşamayacağız da neyi güzel yaşayacağız? Kaybettiğimiz değerlerden bir tanesi de ihtiyaç sahibine borç vermeyi Allah kendisine borç vermek sayıyor. Bu ayet ile bildiriliyor. Hâşâ ben kimim ki Allah’a borç vereyim. Ama diyor ki ‘Sen ihtiyacı olan bir kardeşine borç verirsen bil ki bana çıkarıp borç vermiş oluyorsun’ Borç isteyen birisine bankadan ihtiyaç kredisi çeksene deniliyor. Sanki o bankanın yolunu bilmiyor. Kaybedilen bir değer daha günümüzde herkes kendisini yeni olan her şeye sahip olmak zorunda sanıyor. Almanya’ya hafta sonu programa gideceğimi öğrenen abartısız 10 arkadaşım ipone6 almam için para yatırmak üzere hesap numaramı istemek için telefonla aradı. 2017 yılında Türkiye’nin akıllı telefona harcadığı para 5 milyon dolardır. Son 10 yılda akıllı telefona harcadığımız para miktarı ise üç tane üçüncü havalimanı parasıdır. Bazen diyorlar ya, ‘Biz bu Suriyelilere niye bakıyoruz?’ diye şurda birkaç yıldır Suriyelilere harcadığımız para 5 milyon dolar değil. Bu millet 15 Temmuz gecesi uçurumun kenarından döndüyse bilin ki başta Suriye ve Filistin olmak üzere dünyanın dört bir yanında ki mazlum ve mağdur kardeşlerimize uzattığımız yardım elinin yüzü suyu hürmetinedir” dedi. Program ünlü hafızların tilavetleriyle devam etti. Programa yoğun katılım gözlendi.
>> Burcu AYDIN’ın Haberi