Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Sezer Küçükkurt

1453, FATİH VE ATATÜRK

Türk tarihine bakıldığında, yabancı gözüyle değil de konulara Türk Milleti bilinciyle yaklaşıldığında, Çanakkale Savaşı ve Kurtuluş Savaşı ile doğu ve güneydoğu bölgesinde yıllardır yürüttüğümüz mücadele ve hatta 15 Temmuz darbe girişiminin arasında hiçbir farkı yoktur aslında. Bunların hepsi de milletimizin yedi düvele karşı verdiği istiklal ve istikbal mücadeleleridir. Türkiye’nin kimsenin toprağında gözü yoktur, bizim tarihimizde sömürgecilik utancına asla rastlayamazsınız. Tam tersine bizim ecdadımız gittiği her yeri mamur etmiştir.
***
Türkiye Cumhuriyeti, gökten zembille inmiş bir devlet değildir. Cumhurbaşkanlığı forsundaki 16 yıldız, Türk Milleti’nin tarihin derinliklerinden bu zamana kadar ulaştırdığı sorumluluğun timsalidir aslında. Her bir yıldız tarihte kurulan, zaman içindeki varlığını tamamladıktan sonra yerini yenisine teslim eden Türk Devletleri’ni göstermektedir. Türk Milleti’nin devlet-i ebed müddet ilkesi gereğince devleti hep var olmuştur. Ancak idare şekli ve yöneticileri değişmiştir. 16 devlet değişikliğine bu gözle bakmak gerekir. Tarihte devletsiz kalmayan ender milletlerden birisi olan Türk Milleti, bugün bilinenin ötesinde Anadolu’nun en eski yerleşik halkı olduğunun araştırmaları içerisindedir. Araştırmalarda ortaya çıkan sonuçlar Anadolu’nun bizim 1000 yıllık değil, 10 bin yıllık yurdumuz olduğuna ışık tutmaktadır.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Cumhuriyetimizi kuran ecdadımız da nevzuhur askerler ve devlet adamları değildir. Şayet 19 Mayıs 1919’u, 23 Nisan 1920’yi, 29 Ekim 1923’ü mesela 1071 Malazgirt Zaferi’nden, 1299 Osmanlı’nın kuruluşundan, 1453 İstanbul’un fethinden ayrı görürsek yanlışa düşeriz. Bunların hepsi de birbirinin devamıdır.
***
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün en çok hayran olduğu devlet yöneticilerinin başında Fatih Sultan Mehmed Han gelmektedir. Bugün İstanbul’un 2’inci Mehmet Han ve Türk Milleti tarafından fethinin 566. yıldönümünü kutluyoruz. Birileri “Zulüm 1453’de başladı” dese de 1453 tarihi, binlerce yıllık tarihi süreçte önemli bir duraktır sadece. Fatih Sultan Mehmed tebdili kıyafet ile halk arasında yaptığı gezinin ardından “Bu milletle değil İstanbul’u, cihanı fethederim” demişti. Fatih gibi Gazi de, milletine sonsuz inanç ve güven besliyordu. İşgal donanmaları İstanbul’a demir attığında, herkes umutsuzluğa kapılırken o “Geldikleri gibi gidecekler” diyecek gücü, milletine olan inancından alıyordu.
Fatih Sultan Mehmet Han da, Gazi Mustafa Kemal Atatürk de, tarihimize şan katan diğer önderler de muasır medeniyetler seviyesine çıkma hedefini tam bağımsızlıktan hiçbir zaman ayrı düşünmemişlerdir.
100 yıl önce bu coğrafyanın bedenini paramparça eden ama ruhunun bütünlüğünü bozamayanlar, şimdi bir kez daha nihai darbeyi vurmanın peşindeler. Etrafımız Arap cephesinden de, Yunan cephesinden de, deniz cephesinden de ablukaya alınmaya çalışılmaktadır. Ekonomi başlı başına bir cephe oluşturmaktadır. Bu oyunu bozacak olan Türkiye’dir.
Türkiye, terör örgütlerinin, ihanet çetelerinin ve bunları maşa olarak kullanan karanlık odakların huzurumuzu, istikrarımızı ve bin yıllık kardeşliğimizi bozmasına, ülkemizi hedeflerinden alıkoymasına asla izin vermeyecektir.
***
Büyük Sultan Fatih Sultan Mehmet Han vefat ettiğinde Avrupa’da Papa tarafından verilen talimatla duvarlara “Kutlama yapıyoruz, bu coşku bizimdir, çünkü büyük kartal öldü” yazılmıştı. Düşmanları Fatih Sultan Mehmet Han’a “Büyük kartal” diyorlardı.
1453’e rastlayan büyük fetihi ve Büyük Fatih’i, komutanlarını, askerlerini, bilgelerini rahmetle, minnetle anarken sözü bir başka büyük önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e bırakalım:
“İmkan olsa da her Türk ailesinin tarihi tespit edilebilse. Asırlar içinde her ailenin bir, iki, üç büyük adam verdiği tespit edilebilir. Mesela Timur soyundan Hasan Baykara, Osmanoğulları’ndan Fatih, Yavuz, hatta Dördüncü Murat, Selçukoğulları’ndan Ertuğrul, Kılıç Arslan filan o dönemin tarih anlayışı içinde hatıraları bize kadar ulaşmış Türklerdir. Yalnız şunu da unutmamalıdır ki, hiçbir adamın memleketine hizmet etmiş olmasına karşılık, sülalesini bir memleketin başına sarmağa da hakkı yoktur. Onun içindir ki Türk’ün karakterine bey’zadelik geleneği yerleşmemiştir. Türk, Türk olduğu için asildir. Bu Anadolu’nun en ücra köşesindeki Mehmetçik, vaktiyle dünyanın yarısını titretmiş bir sınır beyinin nesli olabilir. Ama bundan dolayı hiçbir iddiası yoktur. Çoğumuz büyük babamızın babasını hatırlamayız. Bütün soy gururumuzu Türk olmanın içinde buluruz. İşte onun içindir ki cumhuriyet Türk’ün en tabii yönetim şeklidir.
Amma ben Fatih’in devrinde yaşasaydım reyimi (oyumu) tereddütsüz ona verir ve onu reisicumhur (cumhurbaşkanı) seçerdim” (ATATÜRK’ÜN BiLiNMEYEN HATIRALARI – AHMET HALiT YAŞAROĞLU)

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER