Mart bayram olmaktan çıktı”
Bugün başlayan 14 Mart Tıp Bayramı etkinlikleri nedeniyle yönetim kurulu adına Tabip Odası Başkanı Dr. Kemal Demirkırkan bir açıklama yaptı. Demirkırkan, 14 Martlar’ın hekimler için artık bayram olmaktan çıkıp sorunlarırn gündeme getirildiği bir fırsat olarak değerlendirildiğini açıkladı Sağlık personeli üzülüyor Afyonkarahisar Tabip Odası Başkanı Uzman Dr. Kemal Demirkırkan 14 Mart Tıp Bayramı etkinlikleri başlangıcında yönetim [&hellip]
Bugün başlayan 14 Mart Tıp Bayramı etkinlikleri nedeniyle yönetim kurulu adına Tabip Odası Başkanı Dr. Kemal Demirkırkan bir açıklama yaptı. Demirkırkan, 14 Martlar’ın hekimler için artık bayram olmaktan çıkıp sorunlarırn gündeme getirildiği bir fırsat olarak değerlendirildiğini açıkladı
Sağlık personeli üzülüyor
Afyonkarahisar Tabip Odası Başkanı Uzman Dr. Kemal Demirkırkan 14 Mart Tıp Bayramı etkinlikleri başlangıcında yönetim kurulu adına bir açıklama yaptı. Dr. Demirkırkan, Türkiye’de modern tıp eğitimi başlangıcının 183. yildönümünü hekimlik mesleğinin binlerce yıldan süzülüp gelen insanıcıl değerlerine sahip çıkarak kutladıklarını belirtti. 14 Martlar’ın hekimler için artık bayram olmaktan çıkıp sorunların gündeme getiril-diği bir fırsat olarak değerlendirildiğine işaret eden Oda Başkanı Dr. Kemal Demirkırkan; “Ülkemizin sağlık alanında günden güne katlanarak devam eden sorunları karşılıklı diyalog ve anlayışla daha kolay çözülebileceği halde, son dönemlerde iktidarla hekimler sürekli karşı karşıya gelmektedirler. Tüm sorunların kökeninde hekim ve sağlık çalışanlarının olduğunu düşünen bir anlayışla karşı karşıyayız. Büyük sorumluluk üstlenerek, çalışmalarını yurdun dört bir yanında özveriyle sürdüren sağlık personeli, hak ettiği yaşam olanaklarının sağlanmasını, çalışma saatlerinin ve hasta yoğunluğunun azaltılmasına yönelik düzenlemelerin yapılmasını beklerken işleyişteki aksaklıkların tek suçlusu olarak gösterilmesi tüm sağlık çalışanlarını üzmektedir.” dedi.
Tam gün sıkıntılı
Bütün bunların bir sonucu olarak Ankara’da 13 Mart 2011 tarihinde Türk Tabipleri Birliği’nin öncülüğünde binlerce sağlık çalışanının katılımıyla miting düzenlendiğini ifade eden Oda Başkanı Dr. Kemal Demirkırkan; “İlimizden de bu mitinge yoğun bir katılım olmuştur. Salonda ya da medya aracılığıyla verdiğimiz tepkileri ciddiye almayan ilgililere bir kez de Sihhiye meydanından seslendik, sorunlarımıza istedik. Sağlık Bakanlığına bağlı kuruluşlarda uygulamaya başlanan Tam Gün ve Performans uygulamalarının üniversite hastanelerinde de uygulamaya başlaması ile halen çalışan hekimlerinin sorunlarına tıp eğitim alan asistan ve tıp fakültesi öğrencilerinin de eklenmesini sağlamıştır. Yeni bir düzenlemeye gidilerek, güvencesiz ve kaynağının ne olacağı belirsiz bir ücretlendirmeyle bugün getirilen tam gün çalışma zorunluluğunu, bu şekliyle kabul etmek mümkün değildir.” ifadelerini kullandı. Bu koşullarda gündeme getirilen tam gün uygulamasıyla özelleştirilme yo-lundaki üniversite ve devlet hastanelerine ucuz iş gücü sağlanacağına değinen Demirkırkan; “Hekimler düşük ücretle ve güvencesiz olarak çalişmaya zorlanacak, tıp ve uzmanlık eğitiminin niteliğinin yükseltilmesi yerine, üniversite ve eğitim hastanelerinde döner sermayeye daha çok kazanç saglamak için performans yöntemiyle daha fazla islem yapilmasi hedeflenecek, eğitici niteliği taşıyan belirli bir orandaki hekimin kurumlarindan ayrılmalarına yol açacak tıp eğitimi olumsuz etkilenecektir.” dedi.
SGK müdahaleleri hekimlik
uygulamarıyla bağdaşmıyor
Hekimler ve diğer sağlık çalışanları için, emekliliğe yansıyan, kalıcı özlük haklari ve insani yaşam koşuları yaratan, hekimlerin çalisma alanlarını daraltmak yerine çalışma serbestliği getiren emeğe saygının gösterildiği bir düzenlemeden yana olduklarını belirten Oda Başkanı Dr. Kemal Demirkırkan; “Aldığımız eğitimin, harcadığımız emeğin ve hepsinden önemlisi toplumumuzun sağlığına yaptığımız katkıların karşılığında emeğimizin hakkını isti-yoruz. Ücretlerimizin performansa dayalı, prim esaslı ve sonucunda ciddi sağlık mağduriyetleri doğurabilecek yarsıtmacı, güvencesiz modellere endekslenmesini kabullenemiyoruz. Kamuda ve özelde hekimlere ve hizmeti birlikte ürettiğimiz ekip arkadaşlarımıza insanca yaşanabilecek, emekliliğe yansiyan hakkaniyetli gelir istiyoruz. Vatandaşların sağlık hakkına ulaşımını güçleştiren uygulamaların öteden beri karşısıdayız. Sağlık hizmetlerinin sunumunun nasıl olacağı esasen bir finans kurumu olan SGK’ya bırakılırsa sonuçta ortaya iyi hekimlik uygulamaları ile örtüşmeyen, vatandaşların sağlık hakkını gasp eden durumlar çıkmaktadır. Bu tür müdahaleler hekimlerin mesleki bağımsız-lıklarına açık bir müdahale olduğu gibi başta özel sağlık sektöründe görev yapan meslektaşlarımız olmak üzere hekimlerin özlük haklarını da olumsuz yönde etkilemektedir. Şeker ölçüm çubuklarının SGK tarafından ödenmemesi, kolesterol ve tansiyon ilaçlarinin sadece raporla verilmesi daha çok taze olaylardır.” dedi.
Şiddet endişe veriyor
Hayatın her alanında giderek artış gösteren şiddet olaylarının küresel bir halk sağlığı sorununa dönüştüğünden yakınan Tabip Odası Başkanı Dr. Kemal Demirkırkan açıklamasına şu sözlerle devam etti: “Ülkemizde de son yillarda hastanelerde, özellikle acil servislerde hizmet veren hekimlerin şiddete maruz kalma sıklığı artmaktadır. Şiddete maruz kalma hekimler kadar diğer sağlık perso-nelleri ve hatta diğer hastalar ve yakınları içinde bir sorun olabilmektedir. Sağlık çalısanlarında şiddete uğrama riski diğer meslek gruplarına göre 16 kat fazladır. Sağlık politikalarının doğurduğu sorunlar sağlık çalışanlarına fatura edilmektedir. Oysa sağlık en doğal insan hakkıdır ve bu hakkın kullaımında temel unsur sağlık çalışanıdır. Sağlık politikalarında ki hızlı değişimlerle tüm hekimlerin çok ağır çalışma şartlarıda çalışmay zorlandığı, verilen hizmetin niteliğinin değil niceliğin önemsendiği, sağlık alanındaki tüm sorunlardan hekimlerin sorumlu olarak gösterildiğ bir dönemde hekimlere yönelik şiddet olaylarının devam edeceği yönündeki endişemiz sürmektedir. Sağlık alanında akılcı ve yeterli kaynak aktarımı yapılmadan, sosyal güvenlik kurumlarındaki aksaklılar gideril-meden, başta hekimler olmak üzere tüm sağlık çalışanlarının çalışma şartları iyileştirilmeden, özlük hakları da emekliliklerine de yansıyacak iyileştirmeler yapılmadan, hemşire, ebe, sağlık teknisyeni açığı kapatılmadan, uygun çalışma ortamı için gerekli tibbi donanımlar sağlanmadan ve en önemlisi sağlık çalışanlarının karşısında yer alarak, sağlık alanında köklü değişikliklerin yapılamayacağı, kanunlar çıkarılırsa da günlük yaşama yansımayacağı açıktır. Tüm hekimlerin ve sağlik çalişanlaının 14 Mart Tıp Bayramını en içten dileklerimizle kutlarız.” (Kocatepe)