'10 Ocaklar Gerçek Anlamda Basın Bayramı Olmalı'
Medya sektöründe faaliyet gösteren kuruluşların ve basın çalışanlarının 2024 yılına birçok sorunla girdiğini belirten Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu Genel Başkanı Nuri Kolaylı, bu sorunların zaman geçirilmeden ele alınarak çözülmesinin, demokrasinin gelişimi için büyük önem taşıdığını kaydetti
10 Ocak Çalışan Gazeteciler Dayanışma Günü nedeniyle, Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu’nu oluşturan 9 Gazeteciler Federasyonu, 87 Gazeteciler Cemiyeti ve basın meslek örgütünü temsilen yazılı açıklama yapan Kolaylı, medya kuruluşları ve bu kuruluşlarda çalışan medya emekçilerinin yaşadığı sorunlara dikkat çekti.
Mesleki sorunların çözülerek 10 Ocak’ın gerçek anlamda basın bayramı olmasını dilediğini ifade eden Nuri Kolaylı, bir 10 Ocak’ı daha, yaşanan sorunlar ve geri alınan haklar nedeniyle “Çalışan Gazeteciler Bayramı” değil “dayanışma günü” olarak kutladıklarını ifade ederek sektörde yaşanan sorunları ve çözüm önerilerini şöyle sıraladı:
“MESLEK YASASI EKSİKLİĞİ”
Günümüzde Türk basını, gazetecilik mesleğini ve bu mesleği kimlerin yapabileceğini düzenleyen ‘Gazetecilik Meslek Yasası’na acilen ihtiyaç duymaktadır. Hemen hemen her iş kolunda düzenleyici yasalar varken basın sektöründe böyle bir yasa olmayınca dileyen herkes, eğitimine ve bilgi birikimine bakılmaksızın “gazeteciyim” diyerek mesleğe başlayabilmektedir. Oysa gazetecilik/habercilik, özel eğitim gerektiren bir meslektir. Buna karşın mesleğe girişte gazetecilik alanında eğitim görmüş olma şartı bulunmamaktadır. Gazetecilik yapmak isteyen bir kimse, eğitim seviyesi ne olursa olsun işe girebilmekte, meslekte rahatlıkla yükselebilmektedir. Bu durum, basın mesleğini her türlü istismara açık hale getirmektedir. Daha da üzücüsü habercilik, tehdit ve şantaj aracı olarak kullanılmaktadır. Ne yazık ki bu tür insanları basın mesleğinden uzaklaştıracak herhangi bir yasal düzenleme bulunmamaktadır. Bu durumu ortadan kaldırmak için, gazetecilik mesleğini ve bu mesleği kimlerin yapabileceğini düzenleyen “‘Gazetecilik Meslek Yasası” teknolojik gelişmeler de göz önüne alınıp günümüz koşullarına uygun olarak yeniden çıkarılmalıdır. Böyle bir düzenleme fikir özgürlüğünü kısıtlayıcı değil, tam tersine haber alma özgürlüğünü gerçek anlamda hayata geçirmeyi sağlayıcı nitelikte olmalıdır.
“EKONOMİK SORUNLAR”
Son dönemde ülkemizde yaşanan yüksek enflasyon nedeniyle, diğer sektörlerde olduğu gibi; gelişmiş demokratik sistemin vazgeçilmez unsuru olan basın sektöründe de tarihin en zor ekonomik krizlerinden birisi yaşanmaktadır. Özellikle yerel gazeteler yaşam savaşı vermektedir. Kâğıttan mürekkebe, elektronik cihazlardan yazılımlara kadar medya sektöründe kullanılan malzemelerin çoğu ithaldir. Son 2 yılda döviz kurlarında yaşanan yükseliş, medya kurumlarının maliyetlerini katlamış defalarca vurguladığımız gibi birçoğunu kapanmanın eşiğine getirmiştir. Bu olumsuz sürecin durdurulması için medya kurumları malzeme kullanımında dışa bağımlılıktan kurtarılmalı, eskisi gibi yerli kâğıt fabrikaları kurulmalı ve işletilmeli, gerekli teknolojik destek verilerek darboğazdan çıkmalarına olanak sağlanmalıdır.
“BASIN İLAN KURUMU DESTEĞİ”
Demokratik ülkelerde medya kurumları çeşitli yöntemlerle devletler tarafından desteklenmektedir. Türkiye’de de devlet desteği, resmî ilanlar yoluyla gerçekleşmektedir. Özellikle yerel gazetelerin hayatiyeti, günümüzde büyük oranda Basın İlan Kurumu sistemi ile verilen resmi ilanlara bağlıdır.
Ancak son yıllarda ilanların birleştirilmesi, işlerin bölünerek ilan sınırları dışına çıkması, doğrudan alım ve acil alım yöntemlerine sıklıkla başvurulması, kooperatif ve dernek ilanları ile özel eğitim kurumu ilanlarının yayın zorunluluğunun kaldırılması gibi nedenlerle resmi ilanlarda ciddi oranda azalma meydana gelmiştir. Bu ortamda Basın İlan Kurumu’nun fiyat tarifesinde 2023 yılı sonunda yapılan ve onaylanarak yürürlüğe giren artış sayesinde yerel gazetelerimiz 2024 yılına rahat bir nefes alarak girme olanağı bulmuştur. Bu vesileyle, Basın İlan Kurumunun 63. kuruluş yıldönümünü kutluyor, fiyat tarifesinin gecikmeden uygulamaya konmasından dolayı teşekkür ediyoruz.
“İCRA-İFLAS İLANLARI”
2022 yılı içinde “5. Yargı Paketi” kapsamında TBMM’de yapılan değişiklik icra iflas ilanlarının gazetelerde yayınlanması konusundaki kararı icra müdürlerine bırakmıştır. Bu düzenleme gazetelerin resmi ilan gelirlerinin çok önemli oranda düşmesine neden olmaktadır. Şöyle ki; 13 Ekim 2022’de kabul edilen Basın Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair 7418 Sayılı Kanun’un 25. Maddesi’nde, “Toplam muhammen bedeli 500 bin Türk lirasına kadar olan satışlar için gazete veya internet haber sitesi ile ilan yapılıp yapılmayacağına icra dairesince alakadarların menfaatleri dikkate alınarak karar verilir.” denmektedir. İlgili düzenlemedeki parasal limitleri belirleyen Adalet Bakanlığından beklentimiz, medya kurumlarına ödenecek ilan bedeli limitlerinin belirlenmesinde günlük ekonomik gelişmelerin göz önüne alınması, taşınır ve taşınmazların fiyatlarındaki artışların yerel ve yaygın gazete ve internet sitelerinde yayın konusunun hayatın olağan akışına uygun olarak belirlenmesidir. Yapılacak fiyat güncellemelerinin yerel basının mağduriyetini engelleyecek oranda olmasını beklemekteyiz. Öte yandan, bazı icra müdürlüklerinin yerel basında icra iflas ilanı yayınlama yolunu tercih etmediği, internet sitesi olmayan ancak gazete bulunan bazı il veya ilçelerde de, ilanların BİK portalına gönderildiğine ilişkin bilgiler alınmaktadır. Bu gibi konuların incelenerek yerel gazete ve internet sitelerinin mağduriyetinin önlenmesini beklemekteyiz.
“İNTERNET BASINI”
“Resmi İlan ve Reklam Yönetmeliği”, daha önceki açıklamalarımızda da vurguladığımız gibi başta yerel gazetelerin kurduğu internet haber siteleri olmak üzere tüm internet haber siteleri için ağır koşulları içermektedir. Anadolu medyasının mevcut durumuna bakıldığında, yönetmelikte yer alan hükümlerin gerçekçi olmadığı ve bu şartlara göre yayın yapılmasının mümkün olmadığı açıkça görülmektedir.
Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği günden bu yana yapılan uygulamalara bakıldığında; yerel gazetelere ait bazı internet haber siteleri süreç içerisinde yönetmelikte belirtilen personel istihdamı, haber ve içerik kriterlerini sağlasa da, “ziyaretçi ve tıklama” sayılarına ulaşmakta zorluk yaşamaktadır.
1 Ekim 2023 tarihinde yürürlüğe giren yönetmelikle birlikte, Türkiye genelinde basın ilanı alan 401 yerel gazeteye ait internet haber sitesinden sadece yarısı gerekli ziyaretçi ve tıklama sayısına ulaşabilmiştir. Bu sayı ne yazık ki giderek azalmaktadır. Yeni döneme uyum açısından yönetmelik gerekliliklerinin tekrar gözden geçirilerek, yerel gazetelerin ve internet haber sitelerinin desteklenmesi beklenmektedir.
“YEŞİL PASAPORT”
15 yıl mesleki kıdemi bulunan basın kartı sahibi basın mensuplarına hususi damgalı (yeşil) pasaport verilebilmesine yönelik iktidar ortağı MHP tarafından geçtiğimiz hafta meclise sunulan kanun teklifi, yıllardır gündeme getirdiğimiz bir sorunumuzun çözümü yönünde sevindirici bir gelişmedir.
Beklentimiz 5953 Sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanuna tabi olarak gazetecilerin fiilen yoğun çalışma dönemlerine kolaylık sağlaması için bu teklifin 10 yıl basın kartı taşıyan basın mensuplarıyla eş ve çocuklarını kapsamasıdır.
“TELEVİZYON VE RADYO YAYINCILIĞI”
Türkiye genelinde yerel, bölgesel ve ulusal yayın yapan televizyon kanallarının ortak sıkıntısı Türksat yayın giderleri, RTÜK’e ödenen ücretler gibi diğer yayın mecralarında olmayan masraflar nedeniyle girdi maliyetlerinin artmasıdır. Radyolar da aynı sorunu yaşamaktadır. Özellikle yerel ve bölgesel yayın yapan televizyon kanalları büyük bir borç yükü altında kalmıştır. RTÜK Yasası günümüz koşullarına göre mutlaka yeniden ele alınmalı, RTÜK gelirlerinin bir bölümü, kurumsal yerel radyo ve televizyonlara destek olarak verilmelidir. Yerel yayıncıların ödediği 10 yıllık yayın lisans bedeli düşürülmeli, yerel ve bölgesel yayıncıların gelirlerine uygun hale getirilmelidir. Yerel yayıncılar açısından benzer sorunun yaşandığı TÜRKSAT yayın iletim ücreti de aynı çerçevede değerlendirilmeli ve miktarı düşürülerek Türk Lirası üzerinden tahsil edilmelidir.”