• Haberler
  • Genel
  • '1 Mayıs'ı Ağır Şartlarda Karşıladık, Krizin Yükü Emekçilere Ödetilmek İsteniyor'

'1 Mayıs'ı Ağır Şartlarda Karşıladık, Krizin Yükü Emekçilere Ödetilmek İsteniyor'

Eğitim-İş Sendikası Şube Başkanı Cengiz Öztürk, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nü bu yıl çok ağır şartlarda karşıladıklarını, geçmişteki gibi krizin yükünün emekçilere ödetilmek istendiğinin altını çizdi. Öztürk, 'Tüm emekçileri 1 Mayıs'ta ezilenlerin haklarını haykırmaya çağırıyoruz.' dedi

Eğitim-İş Sendikası Afyonkarahisar Şube Başkanı Cengiz Öztürk, Zafer Meydanı’nda yaptığı açıklamada, konuşmasına “Selam olsun zulme ve sömürüye başkaldıranlara, birlik içinde bu mücadeleye omuz verenlere. İşimiz, ekmeğimiz, alın terimiz, ülkemiz için, insanca bir yaşam, demokratik, Tam bağımsız bir Türkiye için 1 Mayıs’ta Meydanlar’ndayız.” sözleriyle başladı.

“BU YIL 1 MAYIS’I ÇOK AĞIR ŞARTLARDA KARŞILADIK”

İşçi sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü olan 1 Mayıs’ı bu yıl, çok ağır bir ekonomik krizin ve derinleşmiş bir enflasyon ortasında karşıladıklarını belirten Başkan Öztürk, “Emperyalist-kapitalist sistem işçi sınıfını sömürmek ve uluslararası dayanışmasını önlemek için ve sömürü çarklarını işletmek için yan yana durmaktadır.  O zaman biz sömürülenler de hakkımıza, hukukumuza, işimize, ekmeğimize, emeğimize sahip çıkmak için omuz omuza yan yan alanlarda buluşmalıyız. 1 Mayıslar, tarih boyunca iktidarların ve patronların emeğe yönelik saldırılarına karşı işçi sınıfının kitlesel tepkisini göstermesi, taleplerini haykırması ve mücadele bilincini yükseltmesi açısından simgesel bir gün olarak kabul edilir.

Bu anlamda, ülkemizde sömürünün ortadan kaldırılması, emeğin en yüce değer olması, emekçilerin yaşam koşullarının en temel insani seviyeye çıkartılması için verilen kavgada eğtim-iş üstüne düşeni yapacaktır. Bu yıl 1 Mayıs İşçi Sınıfının Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü kutlamaları iktidarın ekonomik, siyasi, sosyal ve kültürel sömürüsünün en üst noktaya ulaştığı döneme denk gelmiştir.

Maden ve maden sahalarındaki iş cinayetleri ve depremlerde binlerce insanımıza mezar olan rant düzeni gündemin en üst sıralarındadır.” dedi.

Haber

“GEÇMİŞTEKİ GİBİ KRİZİN YÜKÜ EMEKÇİLERE ÖDETİLMEK İSTENİYOR”

Kıdem tazminatının kaldırılması, taşeronluğun, güvencesiz, kuralsız ve esnek çalışmanın yaygınlaştırılması istenilerek grevlerin yasaklandığını belirten Başkan Öztürk, “Ülkede bir yanda Istakoz yiyen, Maldivler’de tatil yapanlar varken, diğer yanda milyonlarca asgari ücretli 1 kilo beyaz peynir alamaz hale düşmüştür.

Emekçilerin gelir dağılımındaki bozulma, artan açlık-yoksulluk, siyasi muktedirlerin her yerden fışkıran lüks ve şatafatlı yaşamları gizlenemeyecek noktaya gelmiştir. Konfederasyonumuzun araştırmasına göre Nisan 2024 açlık sınırı 19 bin 980 liraya, yoksulluk sınırı 58 bin 205 liraya yükselmiştir.

Emeğini ve yaşamını bu ülkeye harcayanlara açlık sınırı altında maaşları reva görenler Türk Hava Yolları Genel Müdürüne tamı tamına 1 milyon 400 bin maaş vermektedir. Ekonomik krizin yükünü halkın sırtına bindirecek politikalar ne yazık ki ‘Vergiyi tabana yaymak’ adıyla bir kez daha hayata geçirilmek istenmektedir.

‘Yerel halk’ tüketimi kıt kanaate indiğini, yiyeceği gramla ve taneyle aldığını haykırmaktadır. Geçmişte olduğu gibi bugün de krizin yükü emekçilere ödetilmek istenmektedir. İnsan onuruna yaraşır bir hayat sürebilmemiz için 1 Mayıs’ta yan yana omuz omuza olmak umuda destek olmaktır. 1 Mayıs’ta alanlarda olmak enflasyona, zamlara, faizlere, adaletsiz vergi dilimlerine, döviz kurundaki artışa karşı olmaktır. 1 Mayıs’ta alanlarda olmak ülkedeki bütün çalışanların güvenceli, kadrolu ve insanca yaşayabilecekleri bir ücret seviyesinde çalışmalarını istemektir.” diye konuştu.

“TÜM EMEKÇİLERİ EZİLENLERİN HAKLARINI HAYKIRMAYA ÇAĞIRIYORUZ”

Eğitim-İş Şube Başkanı Cengiz Öztürk, sözlerini şöyle tamamladı: “1 Mayıs’ta alanlarda olmak bu ülkeye emeğini veren ve alın terini dökenlerin, yaşlılığında onurlu bir yaşam sürmesine destek olmaktır. 1 Mayıs’ta alanlarda olmak emeklilikte yaşa takılmak istememektir. 1 Mayıs’ta alanlarda olmak geleceğimizin ve çocuklarımızın laik, demokratik bir hukuk devletinde yaşamasını istemektir. Eğitim-İş olarak bu umut ve inançladaha mutlu ve umutlu yarınların güneşi, emekçinin ellerinde doğacaktır. Kamu kurumlarını arpalık, emekçileri köle gören yöneticilere karşı, zulme ve sömürüye karşı, 1 Mayıs Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü’nde tüm emekçileri ezilenlerin haklarını haykırmaya çağırıyoruz.

Yaşasın Eğitim İş, Yaşasın 1 Mayıs.”

Bakmadan Geçme