1 Mayıs için 'birlik' çağrısı
Bölük-pörçük yapılan 1 Mayıs kutlamalarının ardından basın emekçileri ve basın kuruluşları ortak bir açıklamada bulunarak gelecek 1 Mayıs'lar için birlik çağrısında bulundular Afyonkarahisar'daki basın emekçileri ve basın kuruluşları ortak bir açıklama yaparak bundan sonra yapılacak olan 1 Mayıs kutlamaları için 'birlik-beraberlik' önerisinde bulundular. Afyonkarahisar'daki işçi sendikaları, dernekler ve temsilciliklerinin ayrı ayrı bayram kutlamalarında çalışanlar ve [&hellip]
Bölük-pörçük yapılan 1 Mayıs kutlamalarının ardından basın emekçileri ve basın kuruluşları ortak bir açıklamada bulunarak gelecek 1 Mayıs’lar için birlik çağrısında bulundular
Afyonkarahisar’daki basın emekçileri ve basın kuruluşları ortak bir açıklama yaparak bundan sonra yapılacak olan 1 Mayıs kutlamaları için “birlik-beraberlik” önerisinde bulundular. Afyonkarahisar’daki işçi sendikaları, dernekler ve temsilciliklerinin ayrı ayrı bayram kutlamalarında çalışanlar ve emek adına fayda görmediklerini belirten basın emekçileri, “Birlik, bütünlük içindeki emeğin dayanışmasının çalışan kesimler adına daha yararlı olacağını önermekteyiz” dediler.
Yapılan ortak açıklamada gelecek sene yapılacak olan 1 Mayıs kutlamalarında bu önerinin ayrı ayrı 1 Mayıs İşçi Bayramı kutlayan sendika ve derneklerce dikkate alınması istenirken, tüm emekçi kesimin 1 Mayıs Emek ve Dayanışma gününü bir kez daha kutlandı.
1 MAYIS TARİHÇESİNDEN ÖRNEKLER
Afyonkarahisarlı Basın Emekçileri ve Kuruluşları adına yapılan ortak açıklamada şu görüşlere yer verildi:
“Ülkemizde “Emek ve Dayanışma Günü” adı altında kutlanan 1 Mayıs İşçi Bayramı, 1856’da Avustralya’nın Melbourne kentindeki taş ve inşaat işçilerinin, günde on sekiz saatlik ağır çalışma şartlarına itirazları ile başlamış bu ve itirazlar içeriğinde düzenlenen yürüyüş sonrasında günlük çalışma saatinin sekiz saate düşürülmesi ile sonuçlanan hak kazancı, diğer ülke emekçilerine hak talep etme ve kazanma yolunda örnek teşkil etmiştir.
Melbourne’lu işçilerin hak kazancı, 1 Mayıs 1886’da Amerika İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nu da etkilemiş, sendika kapsamında her cinsiyet (kadın-erkek) ve her renkten (zenci –beyaz) insanların günde 12, haftada 6 gün olan çalışma takvimini günde sekiz saat olarak belirlenmesi talebi ile yapılan yürüyüşte bir araya getirmiştir.
İşçilerin taleplerine dünya gazetelerinin de manşetlerinden destek vermesi Dünya çalışanları arasında emeğe ve çalışan haklarına saygılı demokratik kültürün, çalışma hayatının daha iyi standartlara kavuşturulması talepleri ile çeşitli eylemler ve mücadeleler oluşmasına sebep olmuştur.
Aynı talepler 1911 yılında Osmanlı Devleti döneminde o zaman vatan toprağı olan Selanik’teki tütün, liman ve pamuk işçilerinin de daha iyi çalışma şartları talebi ile 1 Mayıs gösterisi düzenlemelerinin ilk adımıyla hayatımıza girmiştir.
Ülkemizde çeşitli badireler yaşayan 1 Mayıs kutlamaları, 1977 yılındaki Taksim Meydanı kutlamalarında 1 Mayısı kutlayan işçilerin üzerine kim oldukları hâlâ bilinmeyenler tarafından ateş açılması sonucunda 34 işçimizin ölmesi ve gerek açılan ateşten ve gerekse ateş sonucu oluşan panikten binlerce işçinin yaralanmasına sebep olmuştur.
Ülkemizdeki antidemokratik kültürün ürünü darbeler ve gerekse diğer sebeplerle engellenen 1 Mayıs kutlamaları, 2008 yılında çıkartılan yasa ile “Emek ve Dayanışma Günü” olarak yasal hale getirilmiştir.
HAK TALEPLERİ HEP ENGELLENDİ
Özetin özetinin özeti denilecek bu kısa dünya ve Türkiye 1 Mayıs tarihçesinden de anlaşılacağı üzere ülkemizde ve dünyada hak talepleri hep engellenmek istenmiş, her engelleme hak talebi mücadelesini daha da çoğaltmıştır. Engellemeler ve talepler göstermiştir ki her şey daha iyi çalışma şartları ve insanca yaşamayı sürdürecek ücret talebi ile ilişkilidir. Biz Afyonkarahisarlı basın emekçileri olarak diyoruz ki: Mutlu insan – Kutsal ekmek
1 Mayıs, işçilerin ve emekçilerin davullar zurnalar eşliğinde salt halaylar çektiği ve anti demokratik ülkelerde tankların topların resmi geçitler yaptığı eğlence/gövde gösterisi kültürü değildir.
1 Mayıs, işçinin, emekçinin devletle çatışma, inatlaşma; ayrı ayrı kutlamalarla ve siyasi kurumlara destek/arka bahçe görünümlü sayısı artmış sendikalarla küçülme kültürü de değildir.
1 Mayıs, tarihin ilk çağlarındaki “avcı ve toplayıcı” dünyası insanının, yerleşik düzene geçmesi ile başlayan mülkiyet kavramı, hak, daha iyi yaşama, çalışma ve çalıştırma koşullarını iyileştirme bilinciyle “MUTLU İNSAN-KUTSAL EMEK” aşamasına gelişinin beden dili ve söylemlerle bir araya gelme kültüründeki ifadesi olmalıdır.
1 Mayıs, en kısa tanımıyla kafa ve kol gücü ile ücret karşılığında çalışan insan olarak tanımlanan işçinin, karnını doyurandan mutluluğun emeğin çemberini genişleten insana geçiş ifadesi olmalıdır.
Ancak görüyoruz ki çalışanların, işçi ve hak bilincinin artması yolundaki mücadelelerinde görülen bilinç artımı, çeşitli kesimlerce tehlike olarak görülmüş ve tehlikeyi sindirme eylemlerinin yaratacağı korku psikolojili işçiyi eve kapatmak, parçalamak; farklı zihinsel ve görsel iknalar üreterek toplumsal bölünmelere, gereksiz inatlara, sınıfın bilinçlenmesine ve sınıflar arası ve kurumlar arası engelleyici yapılanmalara sebep olmaktadır.
AYRILIKTA FAYDA YOK
Bizler Afyonkarahisar basın emekçileri olarak Afyonkarahisar’daki işçi sendikaları, dernekler ve temsilciliklerinin ayrı ayrı bayram kutlamalarında çalışanlar ve emek adına fayda görmememekte, birlik, bütünlük içindeki emeğin dayanışmasının çalışan kesimler adına daha yararlı olacağını önermekteyiz.
Gelecek sene yapılacak olan 1 Mayıs kutlamalarında bu önerimizin ayrı ayrı 1 Mayıs İşçi Bayramı kutlayan sendika ve derneklerimizce dikkate alınacağını düşünerek tüm emekçi kesimin 1 Mayıs Emek ve Dayanışma gününü kutlarız.” (Kocatepe Haber Merkezi)